(Cilâ. dan) Cilâlama, cilâ verme. * Aşikâre etmek, açıklamak. * Ruşen etmek, parlatmak.
TECLİZ
Muhkem etmek, sağlamlaştırmak.
TECMİ'
Bir yere toplamak, * Cuma namazına gelmek.
TECMİD
Dondurma, dondurulma.
TECMİL
(C.: Tecmilât) Süs, tezyin.
TECMİR
Buhur etmek. * Taş atmak. * Hapsetmek. * Aşağı sarkıtmamak. * Kadının saçını toplayıp bağlaması.
TECNİB
Irak etmek, uzaklaştırmak. * Atın ayağının eğri olması.
TECNİD
Askerleri sıraya koyma, sıralama.
TECNİS
İki şeyi birbirine benzer şekle sokma. * Edb: Cinas yapma. İki mânalı söz söyleme.
TECNİZ
Ölüyü tabuta koyma.
TECR
Bezirgânlık etmek, ticaret yapmak.
TECRİ'
(Cer. den) Yudum yudum içirme.
TECRÎ
(Cereyan. dan) Cereyan ediyor, akıyor, gidiyor.
TECRİB
Tecrübe etme, deneme.
TECRİBE
(Bak: Tecrübe)
TECRİD
Açıkta bırakmak. * Yalnız başına bırakmak. Tek başına hapsetmek. * Dünya alâkalarını kalpten çıkarıp Allah'a (C.C.) yönelmek. * Edb: Bir şairin kendini mücerred bir şahıs, yâni ayrı bir adam farzederek ona hitabetmesi. * Soyma, soyulma.
TECRİDEN
Tecrid ederek. Tek olarak. * Mücerred (soyut) olarak. Tekliyerek.
TECRİH
Yaralama.
TECRİM
Suçlandırma. Cezalandırma. Cürüm isnad etme. * Bir taifeden ayrılıp gitme.
TECRİR
Çekmek.
TECRİS
Sağlam fikirli etmek.
TECRÜBE
(Tecribe) Deneme, sınama. * Görmüş, geçirmişlik. * Anlamak için yapılan iş. İmtihan. * İlmi bir gerçeği göstermek için yapılan deneme. Deney.