U Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • USRA

    Güçlük, zorluk.
  • USRET

    Zorluk, güçlük. Darlık, sıkıntı. İşlemezlik.
  • USRET

    Sığınacak ve kurtulacak yer.
  • USRET-İ HAZM

    Hazım güçlüğü, sindirim zorluğu.
  • USRET-İ TENEFFÜS

    Teneffüs zorluğu, nefes darlığı.
  • USR-ÜN NEFES

    Nefes darlığı.
  • USSE

    Güve denilen böcek.
  • USTAM

    f. Güvenilir, emin. İtimad edilir. * Altın veya gümüşten yapılmış at eğeri.
  • USTUBLE

    Üstüpü.
  • USTUMME

    Her nesnenin aslı.
  • USUBE

    İhâta etmek, kaplamak, içine almak.
  • USUL

    (Asıl. C.) Ana, baba. Cedler. * İstinadgâh. * Râcih delil, kaide. Asıllar, kökler, temeller. Bir ilmin asıl mevzuundan önce öğrenilmesi lâzım gelen esaslar. Bir hedefe ulaşmak için tutulan düzenli yol. * Tarz, metod, tertip.
  • USULİYYUN

    Fıkıh usulüyle uğraşan İslâm âlimleri. Usul-ü Fıkıh müellifleri.
  • USUL-Ü ERBAA

    (Bak: Edille-i erbaa)
  • USUL-Ü FIKIH İLMİ

    Fıkıh ilmine âit bilgilerin esası ve istinadgâhı olan bir ilimdir. Şer'i hükümlerin mufassal ve muayyen delilleri ve hikmetleri bu sayede bilinir ve bu dini hükümler, bu muayyen ve müşahhas deliller vâsıtası ile istinbat ve isbat olunur. Bu ilme "Hikmet-i teşriiye" de denilmiştir.
  • USUL-ÜD-DİN

    (Bak: İlm-i Kelâm)
  • USUR

    Asırlar. (Bak: Asr)
  • USUR

    Gözcülük etmek.
  • US'US

    Kuyruk sokumu.
  • USÜVV

    Kaba ve iri olmak. * Katı olmak. * Gece karanlık olmak. * Yakın olmak.
  • USVE

    Çoktandır taranmamış sakal.
  • UŞABE

    (C.: Eşâyib) Karışık olan. * Nesebi karışık kişi.
  • UŞARA

    Uzunluğu on zira' miktarı olan.
  • UŞB

    (C.: A'şeb) Taze ot.
  • UŞERE

    (C.: Uşur-Uşerat) Sütleğen cinsinden dikenli, yassı yapraklı ağaç.
  • UŞEYYA

    (Eşyâ. dan) Küçük şeyler, eşyacıklar.
  • UŞİR

    Taze çayır, taze ot.
  • UŞŞ

    Kuş yuvası.
  • UŞŞAK

    (Âşık. C.) Âşıklar.
  • UŞVE

    Gece vakti uzaktan görünen ateş.
  • UTAHİYE

    Akılsız, ahmak kimse.
  • UTARİD

    Araptan bir kabile adı. * Merkür gezegeni.
  • UTAŞ

    İnsana ârız olan bir hastalıktır ve hasta insanın yüreği yanar, suyu içer, yine kanmaz.
  • UTAT

    Arslan. * Bahadır er, kahraman.
  • UTAT

    (Ati. C.) Serkeşler, âsiler.
  • UTBUL

    (C.: Atâbil) Uzun boylu güzel kadın.
  • UTEKA

    (Atik. C.) Azatlılar. Azat olmuş köle veya cariyeler.
  • UTİY

    (Bak: Atiy)
  • UTLE

    Boş ve muattal olmak. * Hurma salkımı. * Şahıs.
  • UTM

    (Utüm) Yabani zeytin ağacı.
  • UTME

    İğde gibi zeytin biçimindeki meyve.
  • UTRUFE

    (Turfe. C.) Tuhaf, az bulunur.
  • UTRUŞ

    Sağır.
  • UTTEL

    Üzerinde ziynet eşyası olmayan kadınlar.
  • UTUB

    Pamuk.
  • UTUFET

    Nezaket, lütuf. şefkat.
  • UTUH

    Aklı noksan olan.
  • UTULL

    Soğuk, sert ve cimri insan. Câhil ve hayırdan men'eden. Galiz ve bahil kimse.
  • UTUM

    Taş duvar. Taş yapı. * Köşk, kasr.
  • UTUN

    Katı şey. Şiddetli.