f. Güvenilir, emin. İtimad edilir. * Altın veya gümüşten yapılmış at eğeri.
USTUBLE
Üstüpü.
USTUMME
Her nesnenin aslı.
USUBE
İhâta etmek, kaplamak, içine almak.
USUL
(Asıl. C.) Ana, baba. Cedler. * İstinadgâh. * Râcih delil, kaide. Asıllar, kökler, temeller. Bir ilmin asıl mevzuundan önce öğrenilmesi lâzım gelen esaslar. Bir hedefe ulaşmak için tutulan düzenli yol. * Tarz, metod, tertip.
Fıkıh ilmine âit bilgilerin esası ve istinadgâhı olan bir ilimdir. Şer'i hükümlerin mufassal ve muayyen delilleri ve hikmetleri bu sayede bilinir ve bu dini hükümler, bu muayyen ve müşahhas deliller vâsıtası ile istinbat ve isbat olunur. Bu ilme "Hikmet-i teşriiye" de denilmiştir.
USUL-ÜD-DİN
(Bak: İlm-i Kelâm)
USUR
Asırlar. (Bak: Asr)
USUR
Gözcülük etmek.
US'US
Kuyruk sokumu.
USÜVV
Kaba ve iri olmak. * Katı olmak. * Gece karanlık olmak. * Yakın olmak.