B Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • BÜ'S

    Güçlük, zorluk. * Fakirlik.
  • BÜSAK

    Tükürmek.
  • BÜSED

    Kırmızı boncuk. * Mercan.
  • BÜSLE

    Efsuncuya verilen ücret.
  • BÜSLET

    Nam, şöhret, ün, şan.
  • BÜSRE

    Herşeyin ucu ve başı. * Herşeyin tâzesi. * Genç kız veya oğlan. * Hurma koruğu. * Biraz büyümüş olan ekşi ot.
  • BÜSSED

    Mercan taşı.
  • BÜSTAH

    f. Edebsiz, küstah, utanmaz.
  • BÜSTE

    f. Fındık.
  • BÜSTÛKA

    (C.: Besâtik) Küçük küp. Küpçük.
  • BÜSUK

    Bir kimsenin, akranına üstün olması. * Ağacın uzaması. * Uzunluk.
  • BÜSUL

    Beddua, lânet.
  • BÜSUT

    Cömertlik, civanmertlik. El açıklığı.
  • BÜSÛTA

    Genişlik. * Tekellüfsüzlük.
  • BÜŞ

    f. At yelesi. * Kahkül. * Noksan, eksik.
  • BÜŞİY

    Fakir ve evlâdı çok olan kimse.
  • BÜŞRA

    Müjde. Sevinçli, hayırlı haber. * İncil'in bir ismi.
  • BÜT

    f. Put, heykel. Sanem.
  • BÜTÇE

    Fr. Devletin veya diğer kuruluşların yıllık gelir ve giderlerini (sarfiyat ve varidatlarını) gösteren ve bunlarla ilgili harcamaları tayin eden hesap işleri.
  • BÜTEKA

    (C.: Bevâtık) Pota dedikleri âlettir ve kuyumcular içinde altın ve gümüş eritirler.
  • BÜTEYRA

    Sonunda evlâdı kalmayan. * Vitir namazını bir rekat kılmak. * Şems, güneş. * Sabah.
  • BÜTLAL

    f. şaşa kalan, hayret eden, hayran olan.
  • BÜTPEREST

    f. Putu mâbut ittihaz eden. Heykellere ibâdet eden. (Bak: Putperest)
  • BÜTŞİKEN

    f. Put kıran.
  • BÜTU'

    Uzaklaşma. * Kesilme.
  • BÜTUL

    Bâtıl olmak.
  • BÜTUN

    (Batn. C.) Batınlar, karınlar, kucaklar. * Soylar, nesiller.
  • BÜÜRE

    Çukur kazmak. * Çukur.
  • BÜVAN

    (C: Ebvine) Çadır direği, direk.
  • BÜYU'

    (Bey'. C.) Satışlar. Satın almalar.
  • BÜYUD

    Yok olma, hiç olma, in'idam.
  • BÜYUN

    Geniş ve derin kuyu. * Mıntıkalar, bölgeler, yerler.
  • BÜYÛT

    (Beyt. C.) Beytler, evler.
  • BÜYÛTÂT

    (Büyût. C.) Asilzâde aileleri. * Asil kimseler, soylu kişiler. * Ev kümeleri.
  • BÜYÛZ

    (Beyz. C.) Yumurtalar.
  • BÜYÜ

    Cin gibi manevî varlıklar aracılığı ile insan veya başka varlıklar üzerinde etki meydana getirme işi. Dinimiz büyücülerin şerrinden, kötülüklerinden Allah'a sığınmamızı emreder. Müslüman büyücülük yapmaz.
  • BÜYÜKLENMEK

    t. Kendini büyük görmek, büyüklük taslamak. (Kötü huylardan biridir, günahtır.)
  • BÜZ

    Harap yer.* Fâsid nesne. * Helâk.
  • BÜZ

    f. Keçi.
  • BÜZA'

    Kibar, zarif.
  • BÜZAA

    Kibarlık, incelik, zerafet.
  • BÜZAK

    Salye, tükrük.
  • BÜZARE

    Üst dudakta fazlalık olarak sarkık deri olması.
  • BÜZ-BAN

    f. Keçi çobanı.
  • BÜZBÛN

    Altıda bir, südüs.
  • BÜZGALE

    f. Keçi yavrusu, oğlak.
  • BÜZİÇE

    f. Oğlak. Küçük, yavru keçi.
  • BÜZM

    Kesin karar ve tahammül. * Sertlik, kuvvet. * Doğru rey.
  • BÜZR

    Herkesin sözünü dinleyen. Dinleyici.
  • BÜZÛ'

    Doğmak, tulû' etmek.