Küçük ada, adacık. Etrafı su ile çevrili küçük kara parçası.
CÜZHAN
f. Kur'ân-ı Kerim cüzlerini okuyan kimse.
CÜZ'İ
Azdan olan. Parçaya âit olan. Biraz. Pek az. Kıymetsiz. Mühim olmayan. Esasa ait olmayan. Cüz'e âit olan. Külli olmayan.
CÜZ-İ ASGAR
En küçük cüz. En ufak parça.
CÜZ-İ İHTİYAR
Dilediği gibi hareket edebilme. Yani: Herhangi bir şeyi yapmak veya yapmamak hususunda bir tarafı tercih etmek iktidar ve serbestliği. Bu serbestlik ile, Cenab-ı Hak insanları, iyiliği veya kötülüğü istemek cihetinde imtihan eder.(Halbuki; o cüz-i ihtiyarî denilen silâh-ı insanî hem âciz hem kısadır. Hem ayarı noksandır. İcad edemez. Kesbden başka hiçbir şey elinden gelmez. Îman o cüz-i ihtiyarîyi, Allah namına istimal ettirip herşeye karşı kâfi getirir. Bir askerin cüz'î kuvvetini devlet hesabına istimal ettiği vakit, binler kuvvetinden fazla işler görmesi gibi. S.)
CÜZ-İ İRADE
İradeden bir cüz. Allah tarafından insana verilen irade. (Bak: İrâde)
CÜZ-İ LÂYETECEZZÂ
Bir daha bölünmeyen en küçük parça. En küçük cisim parçası. Tecezzisi kabil olmayan. Atom. Yani parçalansa, maddîlikten çıkıp kanun-u İlâhî ile bir nevi kuvvete inkılâb eder.
CÜZ'İYYAT
Cüz'î olan şeyler. Ufak tefek şeyler. Mânası düşünüldüğünde zihinde ortaklık kabul etmeyen şeyler. Mânası başka şeylere şâmil olmayanlar.
CÜZ'İYYET
Azlık, cüz'î oluş.
CÜZUR
(Cezr. C.) Kökler.
CÜZ-Ü FERD
Bir varlıktan veya bir vücuddan bir parça. * Atom. (Bak: Cüz-i lâyetecezzâ).
CÜZ-Ü TAMM
Bütün. Bir şeyin, temel vasıflarının tamamını toplayan parçası. Parçalandığı vakit ana vasfını ve asliyetini kaybeden şey.
CÜZVE
(Cezve-Cizve) (C: Cezey-Cizey) Kalın ağaç parçası. * Ateş közü.