E Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • EZKER

    Maharetli duvar ustası.
  • EZKİYA

    (Zeki. C.) Çabuk ve güzel anlayışlı kimseler. Keskin zekâlılar.
  • EZKİYA

    Saf, temiz, iyi halli kimseler.
  • EZL

    Güçlük. * Darlık. * Hapsetmek.
  • EZLAÎ

    Uzunca ve iri olan şey.
  • EZLAK

    Aleyhte söz söyleyen adam. * Keskin olan şey.
  • EZLAM

    (Zelm. C.) Oklar. Kumar okları.
  • EZLEF

    (C: Zelef) Burnunun ucu uzun ve ince olan.
  • EZLEM

    Boğazı altında sarkık uzun kılları olan keçi.
  • EZLEM

    (Bak: Azlem)
  • EZM

    Yemek, ekl.
  • EZMAN

    Zamanlar. Vakitler. Müddetler.
  • EZMÂR

    (Zimr. C.) Kahramanlar, yiğitler, bahadırlar.
  • EZMÂR-I ETRÂK

    Türk kahramanları.
  • EZMAYİŞ

    Tahtadan yapılmış demir temrenli bir cins ok.
  • EZME

    Kıtlık, kaht. * Şiddet. * Darlık. * Bir kere yemek.
  • EZMEL

    Hareket etmek. * Muzdarib olmak, acı çekmek. * Savt, sadâ, ses. * Gül.
  • EZ-MEN

    f. Benden.
  • EZMİNE

    (Zaman. C.) Zamanlar.
  • EZMİNE-İ KADİME

    Eski zamanlar.
  • EZMİNE-İ MÂZİYYE

    Geçmiş zamanlar.
  • EZMİNE-İ MÜSTAKBELE

    Gelecek zamanlar, müstakbel zamanlar.
  • EZNAB

    (Zenb. C.) Suçlar, günahlar. * Kuyruklar.
  • EZNEM

    Kulakları ucunda sarkık uzun kılları olan keçi.
  • EZ-NEV

    f. Yeni baştan, yeniden.
  • EZ-ON SEBEB

    O sebepten.
  • EZ-OST

    Ondan.
  • EZR

    (C.: Uzur) Arka ve sırt. * Kuvvet.
  • EZRA

    Çok konuşma. * Çok yeme. * Sözü düzgün ve pek fasih olan kimse.
  • EZRA

    Kulağı beyaz, gövdesi siyah olan davar.
  • EZRAB

    Diş kökü.
  • EZRAK

    Saf ve temiz su. * Gök renkli, mâvi.
  • EZRAR

    (Zirr. C.) Elbise düğmeleri.
  • EZREBÎ

    Azerbeycan'ın Arapça adı.
  • EZ-TU

    Senden.
  • EZÛC

    Hayâsız ve edebsiz adam. * Sert başlı at.
  • EZUM

    Isırıcı, ısıran.
  • EZUZ

    Pek keskin olan kılınç veya hançer.
  • EZVAC

    Çiftler. Zevceler. Nikâhlı karılar. * Kocalar.
  • EZVAC-I TÂHİRAT

    Hz. Peygamber Efendimizin (A.S.M.) ismetli ve iffetli, pâk zevce-i muhteremeleri (R.A.) "Mü'minlerin anneleri" diye bilinen ve Peygamberimize (A.S.M.) âilelik etmek şerefine ermiş mübârek hanımlar.(Zât-ı Risaletin akvâli gibi, ef'al ve ahvâli ve etvâr ve harekâtı dahi menabi-i din ve şeriattır ve ahkâmın mehazleridir. Şıkk-ı zâhirîsine Sahabeler hamele oldukları gibi, hususi dairesindeki mahfî ahvalâtından tezâhür eden esrar-ı din ve ahkâm-ı şeriatın hameleleri ve râvileri de Ezvac-ı Tâhirat'tır ve bilfiil o vazifeyi ifa etmişlerdir. Esrar ve ahkâm-ı dinin hemen yarısı, belki onlardan geliyor. Demek bu azîm vazifeye, bir çok ve meşrebce muhtelif Ezvac-ı Tâhirat lâzımdır. M.)
  • EZVAH

    Münkabız olmak. * Yakınlık.
  • EZVAK

    Zevkler. Keyfler. Eğlenceler.
  • EZVER

    Boynu eğri olan kimse.
  • EZVET

    Küçük yanaklı.
  • EZYAF

    (Zıyf. C.) Misafirler. Mihmanlar.
  • EZ-YAH

    f. "Buzdan soğuk" mânasına gelir.
  • EZYAK

    (Zîk. dan) Pek dar ve sıkıntılı. Çok zor.
  • EZYAL

    (Zeyl. C.) Ekler. İlâveler. Zeyiller.
  • EZYED

    Çok ziyade. Daha fazla. En ziyade.
  • EZZ

    Depretmek ve koparmak. * Kandırmak, aldatmak.
«Önceki
1
...
46 47 48