Açığa vurma. Meydana çıkarma. * Göstermek. Zâhir ve âşikâre ettirmek. * Yalandan gösteriş. * Tecvidde, iki harfin arasını birbirinden ayırıp açarak ihfâsız, idgamsız olarak okumaya denir. Bu sıfatın harfleri Huruf-ı halk denilen harflerdir.
İZHAR
Toplayıp biriktirme.
İZHAR-I BELÂGAT
Belâgat gösterme.
İZHAR-I HAK
Hakkı izhar etmek. Hakkı açıklama.
İZHAR-I TECELLÜD
İnad edip kafa tutma, yalandan cesaretlilik gösterme.
İZHAR-I TEESSÜR
Teessür gösterme.
İZİN
(Bak: İzn)
İZİNNAME
f. Eskiden bir nikâhın kıyılabilmesi için kadı tarafından verilen izin kâğıdı.
İZK
Ağaç dalı. * Hurma salkımı.
İZKÂM
Zükâm hastalığına yani nezleye uğratma.
İZKÂR
Hatıra getirmek, andırmak, hatırlatmak.
İZLAF
Yakın etmek. Toplamak, cem' etmek.
İZLAK
(Bak: Zelâka)
İZLAL
(Züll. den) Alçaltmak. Haysiyetsiz ve hakir etmek.
Karanlık olmak. Zulme giriftar olmak. Zulme tutulmak.
İZMAM
Bir kimseden söz alma. * Bir insanı kötülenecek bir halde bulma.
İZMAR
(Bak: Izmar)
İZMİHLAL
Bozulup gitmek. Perişan olmak. Yok olmak. Görünmez hale gelmek.
İZMİHRAR
Surat asma. * (Yıldız) parıldama. * Kış mevsiminin şiddetli olması.
İZMİL
Keskin demir. * Çekiç. * Deri kesmekte kullanılan bıçak.
İZN
(İzin) Yasağı kaldırmak. Bir şeye ruhsat vermek. Yol vermek. Hizmetten çıkarmak.
İZNAB
Günah işleme. Günahkâr olma. * Kuyruk takma.
İZN-İ ÂMM
Herkese müsaadeli olan. * Ist: Cum'a namazı kılınan cami kapısının kayıtsız şartsız her müslümana açık olması.
İZNİLLÂH
Allah'ın (C.C.) müsaadesi, izni.
İZRA'
Arşınlama, ölçme.
İZRA'
Korkutma. * Çok fazla medhetme, aşırı derecede övme. * Altun arama.
İZYAN
Süslenme, donatılma.
İZZ
Kıymet. Değer. Güçlü oluş. Alikadir olmak. Kavi. Şerif. Azim.
İZZ Ü ŞEREFLE
Güle güle, uğurlar olsun.
İZZET
Bir kimse zelil iken kavi ve kudret sahibi olmak. Ziyâdelik ve üstünlük. * Değer, kıymet. Kuvvet. Muhterem ve mu'teber olmak. * Bulunmaz derecede az olan şey.
İZZET-İ İSLÂMİYE
İslâmi izzet. Müslüman olanın her hususta daha şerefli, daha çalışkan, daha izzetli olması hâleti. Diğer dinlerdekilerden ve dinsizlerden izzetli ve şerefli olmaları hâleti.
İZZET-İ NEFİS
Zillete düşmiyerek şeref ve haysiyeti muhafazaya çalışmak. Vakar.(Gıybet, ehl-i adâvet ve hased ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silâhtır. İzzet-i nefis sâhibi, bu pis silâha tenezzül edip istimal etmez. M.)
İZZETLÛ
Şeref ve itibar sahibi. * Eskiden belirli bir mevki ve rütbe sahiblerine verilen ünvan.
İZZÎ
Tahammüllü, sabırlı kimse.
İZZÜ-D-DEVLE
Tar: Müslüman hükümdarları tarafından sık sık kullanılan ve devlete değer veren, devletin değeri mânâsına gelen bir ünvan.
İZZ-ÜD-DİN
Dilimizde "İzzettin" şeklinde isim olarak kullanılan bu kelime; "Dinin kıymeti, ulviyet ve kudreti" anlamına gelir.