Doğru davranmamak, eğri büğrü olmak. Hamlık. * Hakkı bâtıl, bâtılı hak göstermek.
İVZ
Ördek. Kaz. * Gövdesi bodur olan kimse.
İYAB
Avdet eylemek, geri dönmek.
İYAB Ü ZEHAB
Gidiş - geliş.
İYAD
Kuvvetlendirme, takviye etme. * Takviye eden âlet.
İY'AD
(Bak: İ'âd)
İYADET
(Bak: Iyâdet)
İYAL
(Bak: Iyâl)
İYALET
İdare etme, valilik yapma. * Bir valinin idare ettiği belde. * Vadi.
İYAN
(Bak: Ayân)
İYANÎ
Ayân olana ait, âşikâr ve belli olana dair.
İYAS
Yeis hali. Ümidsizlik ve kederli oluş.
İYASE
Ye'se düşürme.
İYAZ
(Bak: Iyâz)
İYD
(Bak: Îd)
İYN
(Bak: În)
İZ (İZİN)
Hem, vakt, yevm, hîn gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır. Meselâ: Hîneizin: O vakit ki. Yevmeizin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi. * Mâzi fiillerinden evvel iz gelirse: İzküntü muallimen: Muallim olduğum zaman mânasına geliyor. (iz) Yazılmasa mânası, muallim idim olur.
Zayıflatmak, kuvvetsiz hale getirmek. * İki kat etmek. İki misline çıkarmak.
İZAFAT
(İzâfet. C.) İzafetler, isim takıları, isim tamlamaları. * Gr: Zincirleme isim tamlaması.
İZAFE(T)
Bir şeyi bir kimseye veya bir şeye nisbet etmek, yakın etmek. İsnâd etmek. Katmak, katıştırmak. * Bir şey üzerine meylettirmek, havale olmak, bağlanmak. * Mal etmek. * Gr: İki isimden meydana gelen bağlılık tamlaması.
İZAFETEN
İsnad etmek suretiyle, isnad ederek, ona bağlıyarak.
İZAFET-İ MAKLUB
Ters çevrilmiş terkib. Muzaf-un ileyh ile muzafın yer değiştirmesi olup, böylece birleşik isim ve sıfatlar yapılır. Bu terkibler semâidir; işitilmekle öğrenilir, bir kaideye bağlı değildir. Her terkib bu şekle sokulmaz. Meselâ: Tâb-ı meh: Meh-tâb: Ay ışığı. Çeşm-i âhu: Ahu-çeşm: Ceylân gözlü. Nazar-ı haram: Haram-ı nazar... gibi.)