T Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • TESLİYET-BAHŞ

    f. Avutucu, teselli verici.
  • TESLİYET-KÂR

    f. Avutucu, teselli verici.
  • TESMİ'

    (C.: Tesmiât) (Sem'. den) İşittirme, duyurma.
  • TESMİA

    Halka ibadetini ve amelini işittirme, duyurma.
  • TESMİAT

    (Tesmi. C.) İşittirmeler, duyurmalar.
  • TESMİD

    Yere ters ve kül dökmek.
  • TESMİH

    Yab yab gitmek. * Süngü ağacını yontup düzeltmek.
  • TESMİM

    Zehirleme.
  • TESMİMEN

    Zehirleyerek.
  • TESMİN

    (Semen. den) Semirtme, yağlatma.
  • TESMİN

    (Sümn. den) Sekizleme. Sekize bölme. Sekize çıkarma. * Bir şeye kıymet biçme.
  • TESMİR

    Koyu nesneye su katıp duru etmek. * İksir ile sağlamlaştırmak.
  • TESMİR

    (Semer. den) İktisad ederek malın çoğalması. * Ağaçların çiçeklerini döküp yemiş bağlaması.
  • TESMİR

    Çivileme, mıhlama.
  • TESMİT

    Aksıran kimselere: "Yerhamükâllah: Allah sana merhamet etsin" demek.
  • TESMİT

    Edb: Gazel yahut kasideyi "müsemmat" tarzında tanzim etme.
  • TESMİYE

    İsimlendirme. Ad verme. * Besmele çekme.
  • TESNİD

    Dayak vurmak.
  • TESNİM

    Hörgüçleyerek yukarı yükseltmek, terfi etmek mânasına masdar olup, yükseklik mânasıyla Cennet çeşmelerinden bir çeşmenin ismidir. İbn-i Abbas'tan rivayet edildiğine göre Cennet meşrubatının en yükseğidir. (E.T.)
  • TESNİYE

    Bir şeyi kolaylaştırma.
  • TESNİYE

    Vasıflandırma. * Gr: Arapçada bir kelimenin iki şeye delâlet etmesi hâli, kelimeyi iki şeye delâlet ettiren siga. Bu şekil kelimenin sonuna "elif-nun" veya "ye-nun" getirilerek yapılır. Meselâ: Recul: Adam. İki adam demek için: Reculân () veya Reculeyn () denir.
  • TESRİ'

    Hızlandırma. Sür'atlendirme. Acele ettirme.
  • TESRİAN

    Hızlandırarak. Çabuklaştırmak için.
  • TESRİÂT

    (Tesri'. C.) Çabuklaştırmalar, hızlandırmalar.
  • TESRİB

    (Sürub. dan) (Asker) gönderme, yollama. * Atı ve deveyi bölük bölük edip yollamak.
  • TESRİB

    Esasen işkembeden içyağını ayırmak demek olup, mecâzen: Tekdir ve muaheze mânasına kullanılır. * Darılma. Ayıplama. * Başa kakma.
  • TESRİC

    Kandil yakmak. * Güzelleştirmek. * Hayvanı eyerleme. Hayvana eyer vurma.
  • TESRİD

    Sahtiyan dikmek. * Kırba dikmek.
  • TESRİD

    Davar boğazlandığında daha soğumadan bir yerini kesmek veya kırmak.
  • TESRİH

    Talâk. Boşanma, ayrılma. * Halâs etme, kurtarma. * Bırakma, salıverme. * Kıl tarama. * Asan etme, kolaylaştırma.
  • TESRİH-İ LİHYE

    Sakal bırakma.
  • TESRİK

    (Sirkat. den) (C.: Tesrikat) Bir kimseye hırsız deme.
  • TESRİR

    (C.: Tesrirât) (Sürur. dan) Sevindirme.
  • TESRİYE

    Gam ve kederi bırakma. Kederi yok etme.
  • TESTİH

    Yün ve pamuk tepmek.
  • TESTİH

    Yassı ve düz yapmak. * Eşit yapmak, beraber etmek.
  • TESTİR

    Gizleme, saklama, setretme, örtme.
  • TESVİB

    Sevab vermek demektir. Sevab da ceza gibi, hayır veya şer herhangi bir şeyin karşılığıdır. Sevab, hayırda meşhur olmuştur. Lisanımızda da ceza, şerde kullanılmıştır. (E.T.)
  • TESVİD

    Karartma. Yazı ile karalama. Yazmak, müsvedde yapmak.
  • TESVİF

    (Sevf. den) (C.: Tesvifât) Sebepsiz olarak atlatma, geciktirme.
  • TESVİG

    Cevaz verme. * Kolaylaştırma. * Tecavüz etmek, haddini aşmak.
  • TESVİK

    (Misvak. dan) Dişleri misvaklama.
  • TESVİK

    (Sevk. den) Sürme, ileri gütme.
  • TESVİL

    (C.: Tesvilât) Kötü bir şeyi güzel göstererek aldatma. * Tezyin etmek, süslemek.
  • TESVİM

    Davarı otlamaya salmak. * İşaretlemek, nişan etmek. * Dağlamak.
  • TESVİR

    Toz kaldırma. * Derin ve gizli mânayı araştırma.
  • TESVİR

    Büyük derecelere çıkma, büyük işlere yükselme. * Koluna bilezik yapma.
  • TESVİS

    Buğdaya bit düşmek.
  • TESVİT

    Karıştırmak.
  • TESVİYE

    Seviyelendirme. Düzleme. Beraber etme. İki şeyi müsavi etme. * Bir neticeye bağlama.