U Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • UMUR-U MÜTENASİBE

    Aralarında uygunluk ve münasebet bulunan şeyler.
  • UMUR-U MÜTEZADDE

    Aralarında uygunluk olmayan birbirine zıt şeyler.
  • UMYA

    (Bak: Amya)
  • UMYAN

    (A'mâ. C.) A'mâlar, körler.
  • UMYE

    Azgın ve sapkın olmak. * Husumet ve inat etmek.
  • UNAB

    Büyük burun. * Akıl. * Karın.
  • UNAT

    (Ani. C.) Esirler. * Adi, bayağı ve aşağılık kimseler.
  • UNAYİL

    (C.: Anâyil) Berk, metin, sağlam, dayanıklı, muhkem.
  • UNCUD

    Çekirdeği çıkmış üzüm.
  • UNF

    Kabalık. Sertlik. Cebir ve zor.
  • UNFEN

    şiddetle, sertlikle. Zor kullanarak.
  • UNFÎ

    (Unfiyye) Sert, şiddetli, kaba.
  • UNFUS

    Edepsiz ve hayâsız kadın.
  • UNFUVAN

    Gençlik ve güzelliğin başlangıcı, en parlak zamanı. * Parlaklık, tazelik.
  • UNFUVAN-I ŞEBAB

    Gençlik çağı, tazelik.
  • UNK

    Boyun, gerdanlık, gerdan.
  • UNKUD

    Salkım.
  • UNSUL

    Ada soğanı.
  • UNSUR

    Kimyevî maddeden her biri. Mürekkeb cisimlerde bulunan basit maddelerin her birisi. * Umumdan ayrılan kısım. * Tam olan şeyin her bir parçaları. * Madde, esas, kök. Element.
  • UNSURİYET

    Irkçılık. Bir kavmi veya kendi soyunu daha şerefli sayarak diğer insanları hakir görmek. Menfî milliyetçilik.(Cây-ı dikkat bir hal: Türk milleti anâsır-ı İslâmiye içinde en kesretli olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise müslümandır. Sair unsurlar gibi müslim ve gayr-ı müslim olarak iki kısma inkısam etmemiştir. Nerede Türk taifesi varsa müslümandır. Müslümanlıktan çıkan ve müslüman olmayan Türkler Türklükten dahi çıkmışlardır -Macarlar gibi-. Halbuki küçük unsurlarda dahi, hem müslim ve hem de gayr-i müslim var. M.)
  • UNSUT

    Kıldan bükülme ip.
  • UNUŞE

    Refah, huzur, rahatlık. * Adâlet. Merhamet. * Şarap. * Beğenme.
  • UNV

    Alçaklık. * Alçak gönüllülük, tevâzu etmek.
  • UNVE

    Zor, kuvvet gösterme.
  • UNVETEN

    Cebren, zorla, kuvvet göstererek.
  • UNZUB

    (C.: Anâzıb) Erkek çekirge.
  • UNZUBA'

    Çekirge olan yer.
  • UNZUR

    Bak, gör (Meâlinde emir).
  • UNZUVAN

    Herze ve hezeyan söyleyen kimse. * Bir ot.
  • UNZUVANE

    Dişi çekirge.
  • UR

    Tek gözlüler. * Silâhsız, mühimmatsız olanlar.
  • UR

    Önünde hendek olan istihkâm. Yüksek ve müstahkem yer, toprak tabya. Burç.
  • URA

    Çıplaklık.
  • URA'

    İlmek yapmak.
  • URA'IR

    (C.: Arâır) Semiz etli deve. * Şerefli adam. * Kavmin reisi.
  • URAM

    Eti soyulmuş kemik. * Çokluk. * Kötü ahlâk. * Şiddetli muhâlefet. * Çocuğun edepsizlik yapması.
  • URAME

    Hiddet. * şiddetli muhalefet. * Kötü ahlâk. * Edepsizlik etmek.
  • URAT

    (Uryan. C.) Elbisesi olmayanlar. Çıplaklar, uryanlar.
  • URAZA

    Misafire çıkarılan yiyecek. * Hediye, armağan.
  • URB

    Şiddetli akıcı çay. * Ferah, sevinç, neşat.
  • URBA

    (Aslı dır.) İtl. Esvab, elbise. * Arabçada: Ukde, köstek, büklüm, düğüm. * Zekâvet. * Mekir, hile.
  • URBAN

    Çöl arabaları. * Aşiretler.
  • URBUN

    Müşterinin bâyie verdiği pey.
  • URCA

    Bir nesnenin üzerine durmak veya üstüne çıkmak.
  • URCAN

    (A'rec. C.) Topallar.
  • URCUN

    Kurumuş hurma dalı. Ay gibi eğilen dal. Hurma salkımının dalı.
  • UREFA

    (Ârif. C.) İrfan sâhibi kimseler. (Bak: İrfan)
  • URF

    (C.: A'râf) At yelesi. * Horuz ibiği. * Âdet. * Cennet ile Cehennem arasında bir makam. * İhsan.
  • URGAN

    t. İp. Halat.
  • URGUN

    t. Vurgun, âşık.