A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • ARTI

    Mat: (+) ile gösterilen toplama işaretinin adıdır.
  • ARUB

    (C: Urub) Erkeğini seven kadın.
  • ARUBE

    Fasih, hatasız arabca konuşmak. Bu kelimenin mastarları: Araben, arâbeten, uruben, urubiyyeten diye de okunur. * Cuma günü.
  • ARUF

    Uzun zaman ıztırab, elem çeken.
  • ARUG

    f. Geğirme.
  • ARUGDE

    f. Öfkeli, kızgın.
  • ARUN

    f. İyi vasıflarla meşhur olmuş, güzel huylular.
  • ARUS

    Süslenmiş gelin, güveyi. * Güneş. Gök. * Kim: Kükürt.
  • ARUSAN

    (Arüs. C.) f. Gelinler, yeni evlenmiş kızlar.
  • ARUSANE

    f. Geline yakışır şekilde.
  • ARUSÂN-I BÂĞ

    Tarla çiçekleri.
  • ARUSAN-I HULD

    Cennet hurileri.
  • ARUSEK

    f. Küçük gelin. * Yeşil ve pembe dalgalı sedef.
  • ARUS-İ CİHÂN

    Dünya.
  • ARUS-İ FELEK

    Güneş.
  • ARUS-ÜL KUR'ÂN

    (Bak: Rahmân)
  • ARUZ

    Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere etrafındaki nahiye ve köyler. * Edb: Şiirin ahenk ölçülerinden, nazmın vezinlerinden bahseden ilim. Arap, Fars, Türk şiirinde kullanılan vezin ki, hecelerin uzunluk (kapalılık) ve kısalık (açıklık) değerlerine dayanır. * Bir beytin birinci mısraının son kısmı. * Çadırın ortasına dikilen ve ona destek olan kazık. * Tas: Süluk edenlerin karşısına çıkan çok şeyler, birisine ârız olan iş ve ihtiyaç. * Yan taraf. * Yanak. * Yol. * Usûl.
  • ARUZ KALIPLARI

    (Bak: Bahr)
  • ARV

    Sıtma ve diğer ateşli hastalıklarda gelen ilk titreme. * İş için birinin yanına varma. * Yemişsiz bir çeşit ağaç.
  • ARVANA

    Boz dişi deve.
  • ARVEND

    f. şan, şeref, ululuk, yücelik, azamet.
  • ARZ

    (Erz) Yeryüzü, toprak, zemin, dünya. * Aşağı ve alçak. * Memleket, ülke. * Küre. * İklim. * Davarın ayağının altı.
  • ARZ

    Bir büyüğe bir şeyi hürmetle vermek. Bir işi büyüğüne hürmetle anlatmak. İzâh etmek. Takdim etmek. Bir kimseye bir şeyi izhar etmek. * Kıymetli bir şeyi diğer bir şeyle değiştirmek. * Bir şeyin birden, âniden meydana gelmesi. * Altın ve paradan gayrı mal, metâ. Bir şeyin uzunluk mukabili olan genişliği. * Bir muamelede aldanmak. * Sağlam insanın hemen ölmesi. * Delirmek. * Coğ: Bir yerin yeryüzünde hatt-ı istivâdan (ekvatordan) olan uzaklığı. * Koz: Bir yıldızın mıntıkatulbürucdan olan uzaklığı.
  • ARZ

    f. Ardıç adı verilen bir ağaç.
  • ARZ

    f. Sunma, gösterme, takdim etme.
  • ARZA

    şiddet. * Kuvvet.
  • ARZAN

    Enine, genişliğine.
  • ARZANÎ

    Enine, genişliğine olarak.
  • ARZ-GAH

    f. Bir şey arzetmek için toplanma yeri.
  • ARZ-HANE

    f. İstanbuldaki Topkapı sarayında bulunan Hırka-i Şerif odasının dışında kalan aralık oda.
  • ARZ-I A'ŞÂRİYE

    Öşür (onda bir vergi) veren memleket.
  • ARZ-I BELDE

    Ast: Herhangi bir bölgenin üstünden geçen arz dairesi.
  • ARZ-I BELDE TA'YİNİ

    Ast: Herhangi bir bölgede kutup yıldızı veya diğer yıldızlarla astronomik hesaplar yapmak suretiyle o yerin arzını tayin etmek.
  • ARZ-I CEMÂL

    f. Güzelliğini göstermek. Arz-ı didar da denir.
  • ARZ-I CENUBÎ

    Cenub arzı. (Güney enlemi).
  • ARZ-I ENDÂM

    Boy-pos gösterme.
  • ARZ-I HÂCET

    İhtiyacını, muhtaç olduğunu bildirmek.
  • ARZ-I HÂL

    Halini arzetme. İstida. Arzuhal.
  • ARZ-I HARAC

    Harac veya vergi veren memleket.
  • ARZ-I HÜNER

    Hüner gösterme, marifet izhar etme.
  • ARZ-I HÜRMET

    Hürmetini bildirme. Saygısını gösterme.
  • ARZ-I İFTİKAR

    Hacatını arzetme, ihtiyaçlarını meydana koyma.
  • ARZ-I KUDRET

    Kudret gösterme.
  • ARZ-I MAHZAR

    Bir işin yapılması için, yüksek bir mevkiye halk tarafından topluca verilen dilekçe.
  • ARZ-I MİNNET

    Minnet gösterme.
  • ARZ-I MUKADDES

    Kudsi, mübarek yer. Eski peygamberlerin çok eseri bulunan Kudüs, Filistin. (Arz-ı mukaddes: Temiz yer (arz-ı mutahher) ve mübarek yer demektir ki, Beyt-i Makdis'in bulunduğu yerdir. Vaktiyle birçok enbiyanın makarrı olduğundan böyle tesmiye olunmuştur. Bir rivayete göre İbrahim (A.S.) Lübnan Dağına çıktığı zaman, Allah Teâlâ: "Bak, gözün nereye kadar yetişirse orası mukaddestir ve zürriyetine mirastır." buyurmuştur. Bunun tâyin ve tahdidinde tur yani cebel ve havalisi denilmiş. Dimeşk, Filistin ve Ürdün'ün bir kısmı denilmiş, Arz-ı Şam da denilmiştir. Hz. Musa, Mısır'dan çıktıktan sonra Şamda iskân vadedildiği ve Beni İsrâil'in buna Arz-ı Mevaid dedikleri de söylenmiştir. E.T.)
  • ARZ-I NEFS

    Hizmette ve fedakârlıkta nefsini ve kendini ileri sürme.
  • ARZ-I RUM

    (Erzurum) Rum memleketi. Şimdiki Anadolu. Anadolunun şarkındaki bir vilâyet adı.
  • ARZ-I TÂZİMÂT

    Karşısındakine büyük bir hürmetle takınılan tavır ve hareket.
  • ARZÎ

    (Arziye) Toprağa ait ve müteallik. Yere ait, toprakla alâkalı. * Semavî olmayan. Beşerî olan.