A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • AST

    Alt. * Birinin emri altında olan kimse, mâdun. * Askerlikte rütbe veya kıdemce küçük olan asker.
  • ASTAN

    f. Eşik, atebe. * Dergâh, tekye.
  • ASTANE

    f. Eşik, atebe. * Paytaht. * Mânevi büyüklerin kabri. * Büyük tekke. * Merkez. (Osmanlı İmparatorluğunun merkezi olması münasebetiyle İstanbul manasına da gelir.)
  • ASTÂNE-İ SAÂDET

    Saadet eşiği. Sultan sarayı, İstanbul.
  • ASTAR

    (Satr. C.) Yazı satırları.
  • ASTİN

    f. Esvap kolu, yen.
  • ASTİN-BERÇİDE

    f. Hazırlanan veya hazırlanmış (adam).
  • ASTİNE

    f. Yumurta.
  • ASTİN-EFŞAN

    f. Yen silken. * Mc: Vazgeçen.
  • ASTİN-MALİDE

    f. Hazırlanmış, hazırlanan (adam).
  • ASTRONOM

    yun. Kozmoğrafya âlimi, felekiyat ile uğraşan, gök cisimleri hakkında bilgi edinmeye çalışan.
  • ASTRONOMİ

    yun. Kozmoğrafya. Gök ilmi. Felekiyat.Astronomi ilmi dünyanın birgün hareketinin duracağını; coğrafya, karaların alçalarak dünyanın sularla kaplanacağını, iklimin değişerek canlılar için yaşanmaz hâle geleceğini; fizik, güneşin birgün söneceğini, kâinattaki enerjinin artık kullanılamaz, işe yaramaz hâle geleceğini, kâinatın öleceğini açıklamaktadır. İnsanların yaşanmaz hâle gelecek dünya ve güneş sisteminden başka sistemlere göç edeceklerini hayâl etsek bile, kâinatın genel çöküşü karşısında kaçacak yer bulamıyacaklardır. Sonunda kıyamet kopması muhakkaktır ve Allah'ın vaadi olan âhiret, şüphesiz gelecektir.
  • ASTRONOT

    yun. Feza yolculuğu yapan vasıtaları kullanan kişi. (Amerikada ve batıda astronot; Rusyada ve komünist ülkelerde kozmonot tâbiri kullanılmaktadır.)
  • ASÛB

    Bey, başbuğ. Hakan. * Arı beyi. (Bak: Ya'sub)
  • ASÛDE

    f. Rahat, huzur içinde. Dinç. Müsterih. Sâkin. * Bir cins helva adı.
  • ASÛDE-DİL

    f. Başı dinç, huzuru yerinde, gönlü rahat.
  • ASÛDE-DİLÎ

    f. Gönül rahatlığı.
  • ASÛDE-GÎ

    f. Huzur, rahat, asayiş.
  • ASÛDE-HÂL

    f. Hâli rahat, sıkıntısı olmayan.
  • ASÛDE-NİŞİN

    f. Rahatça oturan. İstirahat eden.
  • ASUF

    (Asf. dan) Çok zulüm eden. Çok zâlim.
  • ASUF

    Hızlı ve çabuk yürüyen. * Çok şiddetli rüzgar.
  • ASUL

    Gururlu, mütekebbir, zâlim kimse.
  • ASUM

    Obur, açgözlü, arsız.
  • ASUM

    Geçim derdi için çok çalışan kimse.
  • ASUMAN

    f. Gökyüzü. Semâ. * Felek.
  • ASUMANÎ

    Beşerî olmayan. Semavî olan. Göğe âit ve müteallik.
  • ASÛR

    Eğri boyunlu.
  • ASÛR

    Zorluk. Güçlük.
  • ASÛS

    Yalnız yürüyüp, otlayan deve. * Yanından insanlar uzaklaşmayınca kendini sağdırmayan deve. * Av arayan kimse.
  • ASÜD

    (Esed. C.) Arslanlar. * Yiğitler.
  • ASÜFTE

    (Asügde) f. Ateşle islenmiş. * Hazırlanmış, hazır.
  • ASVA

    Sırtlan. * Yaşlı kadın.
  • ASVAD

    (C.: Asâvid) Büyük emir.
  • ASVAT

    (Savt. C.) Sesler.
  • ASVEB

    (Sâib. den) En doğru ve iyisi. Çok isabetli.
  • ASVEB-İ AKVÂL

    Kavillerin en muhkemi, sözlerin en doğrusu.
  • ASVİNE

    (Sunvân. C.) Elbise koymaya yarayan dolaplar. Gardroplar.
  • ASY

    İsyan, itaatsizlik.
  • ASY

    Yaşamak. * Kocamak, ihtiyarlamak.
  • ASYA

    Dünyadaki kıt'aların en büyüğü. * f. Değirmen. (Bak: As)
  • ASYAF

    (Sayf. C.) Yaz mevsimleri.
  • ASYAR

    Dayanmak. * Sürçmek.
  • f. Muharrem ayında pişirilen aşure. * Yemek, taam.
  • AŞA

    (C.: A'şiye) Akşam yemeği.
  • AŞA

    (C.: Aşâ-Aşvâ) Gece gözlerin görmeyip gündüz görmesi.
  • A'ŞA

    Gözleri dumanlı olan adam. * Çeşitli yüzyıllarda yaşamış olan birkaç Arap şairinin adı. * Gece vakti gözleri görmeyen kimse.
  • A'ŞAB

    (Aşb. C.) Tâze otlar.
  • AŞABE

    Yaş otun çok olması.
  • AŞAİR

    (Aşiret. C.) Aşiretler. Kabileler.