f. Talaş, yonga, ağaç ve tahta kırığı. * Eşik tahtası.
AZİYY
(C.: Ezavî) Deniz dalgası.
AZÎZ
İzzetli. Çok izzetli. Sevgili. Çok nurlu. * Dost. * Şerif. * Nadir. * Dini dünyaya âlet etmeyen. * Sireti temiz. * Ermiş. Mânevi kudret ve kuvvet sahibi. * Mağlup edilmesi mümkün olmayan ve daima galib olan manasında Cenab-ı Hakk'ın bir ismidir. * Hristiyanlıkta kudsî kabul edilen daimî reis.
AZİZÂN
f. Azizler.
AZİZE
(Müe.) Aziz olan. * Hristiyanlıkta kadın rahib. Rahibe.
AZK
Yarmak. * Sürmek.
AZK
Hurma ağacı. * Nişan, alâmet, işâret.
AZKA
İri yünlü koyun.
AZL
Bir şeyi yerinden veya güruhundan veya işinden ayırmak. Birisini işinden veya makamından ayırmak.
AZL
(Azel) Levmetmek, kınamak. Azarlamak.
AZLA'
(C.: İzâl) Kırba ağzı.
AZLAF
(Zılf. C.) Zool: Çatal tırnaklı olan hayvanların tırnakları. Toynaklar.