(Behve) Misafir odası. * Yer altında hayvan ağılı. (Bu iki mananın cem'i Ebhâ-Bühüvv şeklindedir) * Geniş meydan, yer. * Göğüsün içi, boğazdan mideye kadar olan aralık. * Rahim ile mahrecinin arası.
BEHVET
Sofa. * Çardak. * Odaların önüne yapılan oda.
BEHZ
Benû Selim kavminden bir cemaatin adı. * İleri itme. * Şiddetle göğse vurma.
BEHZERE
(C.: Behâzere) Semiz davar.
BEHZET
Ağırlaştırmak, meşakkatli yapmak. * Zebûn etmek.
BEİS
(Be's) Zarar. Kuvvet ve şiddet. Zahmet. Zor. Fenâ. Bed.
BEJENDÎ
f. Geçim darlığı. Maişet derdi.
BEJMAN
f. Yırtık, dökük, pejmürde, dağınık. * Hüzünlü, kederli, üzgün, yaslı.