Cenab-ı Hak ruhları yarattığında "Ben Rabbiniz değil miyim? meâlinde: $ diye sorduğunda, ruhlar, $ "Evet Rabbimizsin" diye cevap vermeleri ânına "Elest meclisi" veya "Bezm-i elest" tabir edilir.
BEZM-İ GAM
Gam meclisi.
BEZM-İ HÂSS
Hususi meclis.
BEZM-İ SAFÂ
Safâ meclisi, eğlence meclisi.
BEZR
f. Ziraat, ekim.
BEZR
Tohum. Keten tohumu. Mercimek, bakla, arpa gibi taneli tohum.
BEZRE
Koltuk kılının az olması. Yüzük halkası.
BEZREKA
(Bak: Bedraka)
BEZR-GER
f. Çiftçi, ekinci. Tohum serpen.
BEZR-KÂR
f. Ekinci, çiftçi. Tohum saçan.
BEZV
Et çok olmak. * Ağaçlar sık bitmek.
BEZV
Beraberlik. * Denk, eşit, misil.
BEZYÛN
Altın işlemesi atlas ki, adına sündüs denilir. * İnce kumaş.
BEZZ
Keten veya pamuktan mamul dokuma.
BEZZ
Galip olmak.
BEZZAZ
Bez satan. Manifaturacı.* Muhaddislerden bir zatın nâmı.
BEZZAZİSTAN
f. Esnaf çarşısı. Bedestan.
BEZZE
Hor ve hakir olmak.
BID'
(Bıd'a) Geceden bir kısım. * Üçten ona ve onikiden yirmiye varana kadar olan sayılar. * Cima, nikah.
BIDAA(T)
Bilgi. * Sermaye.
BIDADA
Derinin nazik ve yumuşak olması.
BIDIŞGAN
Sarmaşık otu.
BIGA'
Zina etmek.
BIGYE
Azgınlık. * Sıçramak.
BIGZA
şiddetli nefret. Hiç sevmeyiş.
BIHRİT
Mücerred ve hâlis nesne.
BIKA
(Buka. C.) Topraklar, memleketler, ülkeler.
BILGIN
Musibet, belâ, felâket, âfet.
BINGILDAK
Yeni doğmuş olan çocuğun kafasının üst tarafı. Bu kısım yumuşaktır.
BIRANDA
Alm. Savaş gemilerinde, askerlerin yattığı asılı yatak.
BIRTIL
(C.: Berâtıl) Rüşvet. * Meşru olmayarak, kanunen bir iş gördürmek için vazifeli olan kimseye rüşvet olarak verilen şey ki, para vesair menfaatlardır.
BITA
Ağır davranma, gevşek davranma, gecikme.
BITAKA
(C.: Batâik) Varaka, pusla kâğıdı.
BITANE
Gizlenilen hâl. Gizli şey. Herkesin görüp bilmesi istenilmeyen ve aşikâr olmayan şey. * Mahrem, sırdaş. * Astar. * Bir şehrin ortası, merkezi.
BITN
Zengin. * Bodur. * Obur. * Şaşkın. * Yalnız kendi nefsini düşünen.
BITNA
Malın, paranın ve servetin ziyadeliğinden doğan sürur, sevinç. * Mide dolgunluğu.
BITR
Bir şeyin boş yere zâyi olması. * İnkâr etmek.
BITRİK
(C: Betârika) Reis. * Emir. * Çavuş.
BITTA
Yağ koydukları bardak.
BITTİH
Karpuz. Kavun.
BIZR
Beyhûde, boşu boşuna.
Bİ
f. İstek bildirmek için emir sigasının başına getirilr. Meselâ:
Bİ-
Başına eklendiği kelimeyi "e" haline getirir. İle, için mânâlarını vererek Farsçadaki "be" edatıyla aynı vazifeyi görür. Harf-i cerdir. Yâni; kendinden sonraki kelimeyi esre ("İ" diye) okutur. Yemin için de kullanılır.
BÎ
f. Kelimenin başına getirilerek o kelime menfi yapılır.Misâlleri için, "BİA" kelimesinden sonraki kelimelere bakınız.