İmar edilmiş, yapılmış beldeler. * Devlet idaresindeki yerler.
BİLÂD-I CESİME
Büyük ülkeler.
BİLÂD-I SELÂSE
Eskiden İstanbul, Edirne ve Bursa'nın üçüne birden verilen isim.
BİLÂ-FAİZ
Fâizsiz.
BİLÂ-FASILA
Fâsılasız, aralıksız, durmadan.
Bİ-L-AHİRE
Sonra, sonradan, sonunda.
BİLÂ-İSTİSNA
İstisnâsız, ayırt etmeksizin.
BİLÂ-KAYD U ŞART
Kayıtsız şartsız.
BİLAKİS
Aksine. Tersine. Zıddına.
BİLAL
Siyah ve beyaz, yâni kara ile ak olmak. (Bak: Belal)
BİLAL-İ HABEŞÎ
Resûl-i Ekrem'in (A.S.M.) müezzini idi. Sesi çok güzeldi. Ezan okurken çokları ağlardı. Kölelikten Hz. Ebu Bekir-i Sıddîk (R.A.) satın alıp azâd etmişti. Her gazada hazır bulunmuştu. (Hi: 20) de dâr-ı bekaya göçtü. (R.A.)
BİLANÇO
ing. Ticarî bir müessesenin muayyen bir devre sonunda alacak verecek durumunu göstermek üzere meydana getirdiği cetvel. * Mc: Herhangi bir işte belirli bir müddet sonundaki iyi ve kötü neticelerin karşılıklı durumu.
BİL'ASALE
Bizzat. Kendisi. Eli ile. Başkasını vâsıta etmeden. Asâleti ile.
BİLÂ-SEBEB
Sebepsiz.
BİLÂ-TEEMMÜL
Düşünmeden. Düşünmeksizin. Dikkatli olmadan.
BİLÂ-TEVAKKUF
Durmadan, tereddüt etmeden.
BİLÂ-UDUL
Dönmeden, sapmadan. Udul etmeden.
BİLÂ-ÜCRET
Parasız, ücretsiz.
BİLÂ-VASITA
Vasıtasız. Araya biri girmeden, doğrudan doğruya.
BİL'AYAN
Açık olarak. Meydanda olarak.
BİLAZ
Kaçkın kimse. * Yemeği doyana kadar yiyen. * Kısa boylu adam.
BİLBEDAHE
Açıktan. Aşikâr olarak. Meydanda olarak. Besbelli.(...Hem şu âlemin Sâni-i Zülcelal'i bütün güzel masnuatiyle kendini zişuur olanlara tanıttırması ve kıymetli nimetler ile kendini onlara sevdirmesi bizzarure onun mukabilinde, zişuur olanlara marziyatı ve arzu-yu İlâhiyelerini bir elçi vasıtasiyle bildirmesini istemesine mukabil; en âlâ ve ekmel bir surette, Kur'an vasıtasıyla o marziyat ve arzuları beyan eden ve getiren yine bilbedahe O Zât'tır. M.)
BİLCÜMLE
Bütün, hepsi. Umumiyetle.
BİLDEM
Göğüs önü. * Boğaz. * Akılsız kimse.
BİLEK
f. Çatal temrenli bir nevi ok.
BİLFARZ
Olduğunu kabul ederek. Farzolarak.
BİLFİİL
Sırf kendisi. Kendi çalışması ile. Başkası karışmadan.
BİL-GUDUVV-İ VE-L-ÂSÂL
Sabah ve akşam.
BİLHADS
Hads ile. Son derece bir sür'at-i intikal ile. (Bak: Hads)
BİLHADSİSSÂDIK
Doğru bir hads ile. (Bak: Hads)
BİL-HASSA
Hususi olarak, mahsus, özellikle.
BİL-HAYR
Uğurlu olarak, hayırla.
BİL-ITLAK
Mutlak olarak. Hiçbir şeye bağlı olmaksızın. (Bak: Itlak)
BİL-İCMA
İcma ile. (Bak: İcma')
BİL-İLTİZAM
Bile bile. Bir şeyi doğru ve lüzumlu görüp taraftar olmakla.