B Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • BURKAT

    Sanem, heykel, put.
  • BURKU'

    (Berku') Kadınların yüz örtüsü, peçe. * Kâbe örtüsü. * Yedinci kat gök.
  • BURS

    Fr. Devlet veya bazı müessese yahut şahıslarca tahsil veya ilmî tetkik için gerekli masraflara kullanmak üzere verilen para.
  • BURUC

    (Burc. C.) Burçlar, hisarlar, kuleler. (Bak: Büruc)
  • BURUT

    Bıyık.
  • BURZAG

    Şişmanca, etine dolgun delikanlı. * Delikanlılık çağındaki neşe.
  • BUS

    f. "Öpen" mânasına gelerek birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Damen-bus $ : Etek öpen.
  • BUSA

    Bir gemi cinsi.
  • BUSAK

    Ağız suyu.
  • BUSAT

    (Bisat. C.) Bisatlar, döşekler, kilimler, minderler, keçe yaygıları.
  • BUSAYRÎ

    (Şeref-üd-din) (Mi: 1213-1295) Busayr'da doğdu. Meşhur Arap şair ve hattatıdır. "Kaside-i Bürde" sahibidir. Esas ismi "El-Kevakib-üd-Dürriyye fi Medh-i Hayrilberiyye" olan kasidesine; tutulmuş olduğu hastalıktan, rü'yasında Resûlullah'ın hırkasını (bürde) üzerine örtüp şifa bulması sebebiyle "Kaside-i Bürde" ismini vermiştir.
  • BUSE

    f. Öpme.
  • BUSE-CÂ

    f. Öpecek yer.
  • BUSE-ÇİN

    f. Öpücük alan, öpücük toplayan.
  • BUSE-GÂH

    f. Öpülecek yer.
  • BUSENDE

    f. Öpen, öpücü.
  • BUSEYLA'

    Pazu dedikleri ot.
  • BUSE-ZEN

    f. Öpen, öpücü.
  • BUSİDE

    f. Öpülmüş.
  • BUSİDEN

    f. Öpmek.
  • BÛSİŞ

    f. Şapırtılı öpüş.
  • BUSTAN

    f. Çiçek ve gül kokularının çok olduğu yer, bahçe.
  • BUSTAN-BÂN

    f. Bahçıvan.
  • BUSULA

    Pusula.
  • BU'SUSA

    Küçük canavar.
  • BU'SUT

    Derenin ortası.
  • BUTAKAT

    (C.: Bevatık) Pota dedikleri kap ki içinde maden eritirler.
  • BUTHA

    İyi huy, güzel haslet. Müsbet alışkanlık.
  • BUTHAN

    Medine-i Münevvere'de bir derenin adı.
  • BUTİN

    Menazil-i Kamer'den üç yıldız.
  • BUTLAN

    Haksızlık. Bâtıl olma. Boş ve abes olmak. Hak olmamak.
  • BUTLAN-I HİS

    Ameliyat için bir uzvun hissinin iptâli, duyarsız hâle getirilmesi.
  • BUTM

    Çitlenbik ağacı. (Yemişine "habbet-ül hadar" derler.)
  • BUTU'

    Geç kalma, gecikme.
  • BUTUL

    Çürüklük, boşluk, beyhudelik.
  • BUTULE

    Çok kahraman ve bahadır olmak.
  • BUTUN

    (Batn. C.) Batınlar, karınlar, kucaklar. * Nesiller, soylar.
  • BUTV

    Eğlenmek, geç gelmek.
  • BUUC

    Karında olan yaralar.
  • BUULE

    Kadın eş, zevce.
  • BUULET

    Zevciyet. Karıkocalık. * İmtinâ ve red ve muhalefet etmek.
  • BUUS

    Sefalet. Yokluk içinde olma.
  • BUY

    f. Koku. * Ümit, umma. * Sevgi, muhabbet. * Tamah.* Huy. Tabiat. * Kısmet, pay, nasib.
  • BÛYA

    Güzel kokulu.
  • BÛYAHYA

    Azrail (A.S.)
  • BÛYÇE

    f. Sarmaşık (nebat)
  • BÛY-DAR

    f. Kokulu.
  • BUYE

    Özleme, hasret.
  • BUY-İ EZHAR

    Çiçeklerin kokusu.
  • BUYİDEN

    f. Koklamak, koku almak.