(C.: Belâki) Bir hurma cinsi. * Ot ve su olmayan harap ve boş yer. * Yalan yere yemin etmek.
BÜLLET
(C.: Bilâl) Hurmanın ıslanıp yaş olması.
BÜLS
İçine incir koyulan kilimden dokunmuş büyük çuval.
BÜLSÜN
Mercimek mesabesinde hububattan bir habbe. (Bâzı yerde mercimek de derler.)
BÜLTEN
Fr. Halka bilgi veren, özet olarak yazılmış resmi yazı. * Bir müessesenin, kurumun faaliyetlerini tanıtan ve belli zaman aralıklarıyla yayınlanan mevkute.
BÜLUC
Zâhir olmak, gözükmek. Parlamak, ruşen olmak.
BÜLUD
Mukim olmak, ikamet etmek, oturmak. * Köhne olmak, eskimek. * Meclise geç gelmek.
BÜLUĞ
Erginlik. Olgunluk. Çocukluk devresini tamamlayıp ergenliğe geçiş. Ergenliğe ulaşan genç, namaz kılmak ve oruç tutmak gibi farzlarla mükellef (yükümlü) olur. * Yaklaşıp çatma.
BÜLUH
Beceriksiz, âciz. * İşe yaramama, yorgun ve bitkin olma.