(Çerkes. C.) Çerkesler. Kafkasyada yerli bir kabilenin adı.
ÇERAM
f. Otlak.
ÇERA-ZAR
f. Otlak, çayır.
ÇERB
f. Besili, semiz, yağlı. * Muvafık, münasib, uygun. * Temayüz, imtiyaz. Diğerlerinden fazla ve üstün olma.
ÇERB-AHUR
f. İçinde yemi bol olan ahır. * Bolluk içinde yaşıyan kimse.
ÇERB-DEST
f. Eli işe yatkın. Sür'atli, eli çabuk.
ÇERBÎ
f. Tatlılık, yumuşaklık.
ÇERB-PEHLU
f. Besili, semiz, gövdeli, yağlı.
ÇERES
f. Zindan, hapishane. * Zulüm, işkence. * Mer'a, otlak. * Üzüm teknesi.
ÇERH
f. Çark. Dolap. * Felek. Talih. * Dingil üzerine dönen. * Gök. * Def. * Zenberek. * Mancınık. * Elbise yakası. * Ok yayı. * Çakır gözlü doğan kuşu.
ÇERHİDEN
f. Kendi etrafında dönmek.
ÇERKES
Kafkas kavimlerinden biri. * Bu kavme mensub olan kimse.
ÇERM
f. Hayvan ve insan derisi. Post.
ÇESPAN
Lâyık, uygun, münasib, muvafık, yakışır.
ÇESPİDE
f. Lâyık, uygun münasib, muvafık, yakışır.
ÇEŞ
f. "Deneyen, sınayan, tadına bakan" mânâsına gelerek kelimelere eklenir.
ÇEŞAN
f. Topuz, gürz.
ÇEŞENDE
f. Tadıcı, tadan, tadına bakan.
ÇEŞİDE
f. Tadmış. Tadılmış olan.
ÇEŞİDEN
f. Lezzetine bakmak. Tadmak.
ÇEŞM
f. Göz. Ayn. Dide.
ÇEŞMAN
(Çeşm. C.) Çeşmler, gözler.
ÇEŞM-AŞİNA
f. Göz aşinalığı olan, tanıdık.
ÇEŞM-AVİZ
f. Yüz örtüsü, peçe.
ÇEŞM-DAR
f. Bekliyen, gözliyen.
ÇEŞM-DERİDE
f. Sıkılmaz, utanmaz, arsız.
ÇEŞM-İ ÂHU
Ceylân gözü.
ÇEŞM-İ BED
Kem göz.
ÇEŞM-İ DİL
Basiret. Kalb gözü.
ÇEŞM-İ GAZUB
Kızgın bakış.
ÇEŞM-İ GİRYÂN
Ağlayan göz.
ÇEŞM-İ HOŞ-NİGÂH
Güzel bakışlı göz.
ÇEŞM-İ İSTİKBÂL-BİNÎ
Gelecek zamanı, istikbâli gören göz. Kuvve-i kudsiye ve ferâset ve basiretle ileriyi bilen nazar.
ÇEŞM-İ MEST
Sarhoş göz, mest olmuş göz.
ÇEŞM-ZAHM
Nazar değme.
ÇEŞN
(Çeşen) f. Bayram, îd. * Düğün. * Ziyafet, şölen.
ÇETE
Bölük, birlik, takım. Bir reisin idaresi altında bulunan birlik. * Asker bölüğü, müfreze. * Çapulcu ve akıncı takımı.
ÇETİN
Sert. * İnatçı, dik başlı. * Zor, güç.
ÇETR
f. Gece. * Gölgelik, çadır, şemsiye.
ÇETR-İ ANBERİN
Karanlık gece.
ÇETR-İ NUR
Güneş, şems.
ÇETU
f. Perde, örtü.
ÇETUK
f. Serçe kuşu.
ÇEVGAN
f. Cirit oyunlarında atlıların birbirlerine attıkları değnek. * Baston, ucu eğri değnek.
ÇEVİK
t. Tez hareketli. Oynak. Çabuk hareket edebilen.
ÇEVİK ÇALAK
Tez, hareketli, çalışan. Yerinde durmayıp hareket eden.
ÇEYREK
f. Dörtte bir (Bak: Çâr-yek)
ÇIFITLIK
Yahudilik, Yahudi cinsiyet ve mezhebi. * Münâfıklık.
ÇIĞIR
t. Yeni açılan patika yolu. * Ayak izi ile karlı yerde açılan yol. * Başkalarının da uyabileceği yeni bir tarz ve yol. * Çığın açtığı iz, yol.(... Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kâinattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse hayırlı işlerde ve terakkide muvaffak olamaz. Bütün hareketi şer ve tahrib hesabına geçer...L.)
ÇIMACI
Vapurda ve iskelede çımayı atıp tutmak vazifesiyle görevli tayfa.