Ç Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • Çİ

    (Çe) f. Ne? Nasıl? (Soru edatı) * Taaccüb ve hayret yerinde de kullanılır.
  • ÇİDE

    f. Devşirilmiş, toplanmış.
  • Çİ-GUNE

    f. Nasıl, ne çeşit, ne türlü.
  • ÇİHAR

    f. Dört. (Bak: Çâr)
  • ÇİHİL

    f. Kırk (sayı). * Mc: Çok, ziyade, fazla.
  • ÇİL

    (Çihil-Çehl) f. Kırk. * Mc: Çok.
  • ÇİLE

    f. Eziyet. Sıkıntı. * İplik. * Yay kirişi. * Tas: Dervişlerin kapalı bir yere çekilerek ibadetle geçirdikleri kırk gün.
  • ÇİLEHÂNE-İ UZLET

    Çile çekilen yer. Yalnız başına ve çile içinde ibadet yapılan yer.
  • ÇİLEKEŞ

    Çile çekmiş. Çile dolduran, dert çeken.
  • ÇİLLE

    Farsça (40) rakamını gösteren (Çihille) kelimesinin telaffuzunda aldığı şekildir. Daha çok (Çile) şeklinde söylenir. (Bak: Çile)
  • ÇİM

    f. Rutubetten hasıl olan yosun.* Kesilmiş çimenli yerler.
  • ÇİN

    f. Büklüm. * Çatıklık. Buruşukluk. Kıvrım.
  • ÇİN

    f. "Derleyen, toplayan" mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır.
  • ÇİNE

    f. Kuş yemi.
  • ÇİNENDE

    f. Devşiren, toplayan, toplayıcı.
  • ÇİN-İ CEBİN

    Alın buruşuğu. Alın kırışığı.
  • ÇİN-İ EBRU

    Kaş çatıklığı.
  • ÇİN-İ MAÇİN

    Çin ve Çin'in güney kısmı.
  • ÇİPİL

    Gözleri ağrılı ve kirpikleri dökülmüş kimse. * Çepel.
  • ÇİRAG

    f. Fitil, kandil, mum, lâmba. * Çırak. * Talebe, öğrenci, şakird. * Tekaüd, emekli, emekliye ayrılmış olan kişi.
  • ÇİRE

    f. Niçin? Çerâ?
  • ÇİRE

    f. Mâhir, maharetli, becerikli. * Bahadır, kahraman, yiğit, cesur.
  • ÇİRE-DEST

    f. Becerikli, eli işe yatkın olan.
  • ÇİREGÎ

    f. Bahadırlık, kahramanlık, yiğitlik. * Ustalık. Mâhirlik.
  • ÇİRK

    Kir, pas, pislik, murdarlık, necaset. * Yarada olan irin ve kan.
  • ÇİRK-ÂB

    f. Pis su.
  • ÇİRKÂF

    f. Çirkef. Pis su. Pis. * Terbiyesiz. Edebsiz.
  • ÇİRKİN

    f. Güzel olmıyan. * Çok kirli. * Kanlı, irinli çıban veya yara.
  • ÇİSAN

    f. Ne gibi? Nasıl?
  • ÇİSTAN

    f. Bilmece.
  • ÇİZ

    f. Şey. Nesne.
  • ÇOLPA

    f. Bir ayağı sakat olan. * Yürürken ilk defa sol ayağını atan. * Mc: Beceriksiz. Eli yakışıksız.
  • ÇOPRA

    Balık kılçığı. * Sık çalılık veya sazlık. * Uzunca boylu olan tatlı su balığı.
  • ÇÖMEZ

    Medresede talebeye ve müderrise hizmet ederek ilim öğrenen kimse. Talebe yamağı.
  • ÇUB

    f. Ağaç değnek, sopa. * Çöp.
  • ÇUBAN

    f. Çoban, sığırtmaç.
  • ÇUBE

    f. Oklava.
  • ÇUBEK

    f. Değnek, sopa. Davul tokmağı.
  • ÇUG

    f. Su arkı. * Boyunduruk.
  • ÇUHADAR

    Ayak hizmetinde bulunan çuha elbiseli yahut çuhadan olan perdenin haricinde emre hazır bulunan hademe.
  • ÇUN

    f. (Tâlil edatı) Ne zaman ki, çünkü, şu sebepten ki, gibi, şâyet, zirâ, nasıl, niçin, çerâ.. den beri mânalarına gelir.
  • ÇUN Ü ÇİRA

    f. Nasıl ve niçin.
  • ÇUNAN

    f. Öyle böyle.
  • ÇUNİN

    f. Böyle.
  • ÇUVALDIZ

    Çuval ve ona benzer çul vs. dikmeye mahsus büyük iğne.
  • ÇUVAL-DUZ

    Çuval dikmeye yarayan iğne.
  • ÇÜ

    f. (Teşbih ve tâlil edatı) Gibi. * Dikkat. * Ahenk.
  • ÇÜN

    f. Gibi. * Zira, çünki, madem ki. * Nasıl, nice.
  • ÇÜNAN

    f. Böyle. Bu şekilde. Bunun gibi.
  • ÇÜNBEK

    f. Atlama, sıçrama.