F Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • FİL VAK'ASI

    (Bak: Ebrehe)
  • FİLAHET

    Çiftçilik, tarla işleri, rençberlik, çift sürmek.
  • FİLASL

    (Fi-l-asl) Aslında olduğu gibi.
  • FİLCÜMLE

    (Fi-l-cümle) Ezcümle, minelcümle. Bir hayli. Emsalinden beri.
  • FİLHAKİKA

    (Fi-l-hakika) Hakikatte, esasında, hakikaten, doğrusu.
  • FİLHAL

    (Fi-l-hâl) Şimdi, hemen. * Bu halde. * Hadd-i zâtında.
  • Fİ'L-İ BASİT

    Gr: Basit fiil, tek kökten yapılan fiil. Meselâ: Gitmek, gelmek, olmak gibi.
  • Fİ'L-İ HİKÂYE

    Gr: Geçmiş zamanda olmuş fakat konuşan kimsenin görmüş olduğu bir işi anlatan fiil. Meselâ: Okumuş idi, yazmış idi, vurdu gibi.
  • Fİ'L-İ KIYASÎ

    Gr: Kurallı ve kaideli fiil. (İş'ten: işlemek; ateşten: Ateşlemek gibi)
  • Fİ'L-İ MA'LUM

    Etken fiil. Öznesi yani, faili belli olan fiil.
  • Fİ'L-İ MECHUL

    Gr: Faili yani öznesi bilinmeyen fiil. Edilgen fiil. Mesela: Yazılmak, içilmek, vurulmak gibi.
  • Fİ'L-İ MEZİD

    Fiilin aslına harf ilâve edilen fiil.
  • Fİ'L-İ MEZMUM

    Kötü, fenâ iş. Livâta ve zina.
  • Fİ'L-İ MUTÂVAAT

    Mâlum sigasında olduğu halde müteaddi bir fiilin mechulü gibi mânası olan fiildir. (Sevinmek, dövünmek gibi)
  • Fİ'L-İ MÜN'AKİS

    Organizmanın bir uyarmaya karşı birdenbire aldığı vaziyet, refleks.
  • Fİ'L-İ MÜREKKEB

    Gr: Yardımcı bir fiille birleşerek tek kelime hükmüne geçen fiil. Birleşik fiil. (Vurabilmek, yazabilmek, okuyabilmek gibi.)
  • Fİ'L-İ MÜSBET

    Gr: Müsbet fiil. Kendinde nefiy edatı bulunmayan fiil.
  • Fİ'L-İ ŞART

    şart fiili. (Bak: şart)
  • Fİ'L-İ ŞENİ'

    Irza vuku bulan tasallut hakkında kullanılan bir tabirdir. Bununla birlikte, mutlaka cima' manâsına değildir.
  • Fİ'L-İ VÜCUBÎ

    Yapılması gereken, lâzım olan fiil.
  • Fİ'LİYAT

    İş olarak yapılan şeyler, işler, fiiller.
  • FİLİZ

    Ağaç ve çiçek fidanı, taze sürgün. * Eritilip temizlenmemiş olan altun, gümüş,demir, bakır gibi külçe, ham maden. * Erimiş bakır.
  • FİLK

    Zahmet, meşakkat. * Acib emir. * Parça.
  • FİLL

    Yağmur yağmayıp ot bitmeyen yer, otsuz yer.
  • FİLMEDİNE(Tİ)

    (Fi-l-Medine(ti)) : Medine şehrinde.
  • FİLMESEL

    Misaldeki gibi, meselâ.
  • FİLO

    Birkaç savaş gemisinden mürekkep donanma parçası. Donanmanın bir kısım ve bölüğü.
  • FİLOZOF

    (Bak: Feylesof)
  • FİLS

    Put, sanem.
  • FİLUS

    (Bak: Fülus)
  • FİLVAKİ'

    Vâki hâle göre. Vakide olduğu gibi.
  • FİLZE

    (C: Fülüz-Eflâz) Parça, kıt'a.
  • Fİ-MABA'D

    Bundan böyle, bundan sonra, bundan itibaren, bir daha.
  • FİNÂ

    Evin önü. Civar.
  • FİNÂ-İ BELDE

    Beldenin civarı.
  • FİND

    Dağ burnu.
  • FİNHAN

    Leğen dedikleri kap.
  • FİNTÎSE

    Kurt ve kuş ağzı.
  • FİRAD

    (Ferd. C.) Fertler, kişiler.
  • FİRAK

    Ayrılık. Ayrılmak. Hicran.
  • FİRAR

    Kaçmak. Kaçış.
  • FİRARÎ

    Kaçkın, kaçak.
  • FİRAS

    Çok fazla kırmızı nesne.
  • FİRASET

    Zihin uyanıklığı. Bir şeyi çabukça anlayış kabiliyeti. Bir kimsenin ahlâk ve istidadını yüzünden anlamak. Firasetin bir nev'i, sebebini anlamadan ve ilham eseri olarak vücuda gelen seziştir. Diğer nev'i ise kesbîdir. Muhtelif huy ve tabiatları bilmek neticesinde hâsıl olur. (L.R.) * Yiğitlik. * Binicilik.
  • FİRAŞ

    Döşek. Yatak. Yere serilen şey. Minder. şilte.
  • FİRAŞ-I İSTİRAHAT

    Rahat döşeği.
  • FİRAŞ-I KAVÎ

    Fık: Evli kadının firaşı mânâsına gelir bir tabirdir. (Bununla bilâdavet neseb sabit olup, nefy ile neseb nefy olunmayıp, lâkin laan ile nefy olunur.) (O.T.D.S.)
  • FİRAŞ-I MÜTEVASSIT

    Fık: Ümmü veledin firaşı mânâsına gelen bir tabirdir. Firaş-ı mütevassıtta bilâ davet neseb sahih olmaz.
  • FİRAŞ-I SAHİH

    Fık: Nikâh ve mülk-i yemine müstenid bulunan istifraş. Mülk-i yemin, bir kimsenin temellükünde bulunan cariye demektir. Binaenaleyh bu iki şarta dayanan istifraştan, meydana gelecek çocuk, varis addolunur. Ancak, cariyeyi istifraşta husule gelen çocuğun kendisinden olduğunu müstefrişin söylemesi lâzım gelirdi. (O.T.D.S.)
  • FİRAŞ-I ZAİF

    Fık: Cariyenin firaşı. (Bununla neseb sâbit olur) (O.T.D.S.)