Irza vuku bulan tasallut hakkında kullanılan bir tabirdir. Bununla birlikte, mutlaka cima' manâsına değildir.
Fİ'L-İ VÜCUBÎ
Yapılması gereken, lâzım olan fiil.
Fİ'LİYAT
İş olarak yapılan şeyler, işler, fiiller.
FİLİZ
Ağaç ve çiçek fidanı, taze sürgün. * Eritilip temizlenmemiş olan altun, gümüş,demir, bakır gibi külçe, ham maden. * Erimiş bakır.
FİLK
Zahmet, meşakkat. * Acib emir. * Parça.
FİLL
Yağmur yağmayıp ot bitmeyen yer, otsuz yer.
FİLMEDİNE(Tİ)
(Fi-l-Medine(ti)) : Medine şehrinde.
FİLMESEL
Misaldeki gibi, meselâ.
FİLO
Birkaç savaş gemisinden mürekkep donanma parçası. Donanmanın bir kısım ve bölüğü.
FİLOZOF
(Bak: Feylesof)
FİLS
Put, sanem.
FİLUS
(Bak: Fülus)
FİLVAKİ'
Vâki hâle göre. Vakide olduğu gibi.
FİLZE
(C: Fülüz-Eflâz) Parça, kıt'a.
Fİ-MABA'D
Bundan böyle, bundan sonra, bundan itibaren, bir daha.
FİNÂ
Evin önü. Civar.
FİNÂ-İ BELDE
Beldenin civarı.
FİND
Dağ burnu.
FİNHAN
Leğen dedikleri kap.
FİNTÎSE
Kurt ve kuş ağzı.
FİRAD
(Ferd. C.) Fertler, kişiler.
FİRAK
Ayrılık. Ayrılmak. Hicran.
FİRAR
Kaçmak. Kaçış.
FİRARÎ
Kaçkın, kaçak.
FİRAS
Çok fazla kırmızı nesne.
FİRASET
Zihin uyanıklığı. Bir şeyi çabukça anlayış kabiliyeti. Bir kimsenin ahlâk ve istidadını yüzünden anlamak. Firasetin bir nev'i, sebebini anlamadan ve ilham eseri olarak vücuda gelen seziştir. Diğer nev'i ise kesbîdir. Muhtelif huy ve tabiatları bilmek neticesinde hâsıl olur. (L.R.) * Yiğitlik. * Binicilik.
FİRAŞ
Döşek. Yatak. Yere serilen şey. Minder. şilte.
FİRAŞ-I İSTİRAHAT
Rahat döşeği.
FİRAŞ-I KAVÎ
Fık: Evli kadının firaşı mânâsına gelir bir tabirdir. (Bununla bilâdavet neseb sabit olup, nefy ile neseb nefy olunmayıp, lâkin laan ile nefy olunur.) (O.T.D.S.)
FİRAŞ-I MÜTEVASSIT
Fık: Ümmü veledin firaşı mânâsına gelen bir tabirdir. Firaş-ı mütevassıtta bilâ davet neseb sahih olmaz.
FİRAŞ-I SAHİH
Fık: Nikâh ve mülk-i yemine müstenid bulunan istifraş. Mülk-i yemin, bir kimsenin temellükünde bulunan cariye demektir. Binaenaleyh bu iki şarta dayanan istifraştan, meydana gelecek çocuk, varis addolunur. Ancak, cariyeyi istifraşta husule gelen çocuğun kendisinden olduğunu müstefrişin söylemesi lâzım gelirdi. (O.T.D.S.)