F Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • FÜFS

    Kırman dağlarında bulunan bir taife.
  • FÜGEN

    f. Yıkıcı, atıcı, düşürücü.
  • FÜKAHET

    (C.: Fükâhât) Hoşa giden söz, lâtife, şaka, mizah.
  • FÜKUK

    Yaşamak. * Kocalmak, ihtiyarlamak. * Ayrılmak.
  • FÜLC

    (C: Füluc) Fevz ve zafer. * Yarık.
  • FÜLFÜL

    (C: Felâfil) Karabiber.
  • FÜLFÜL-İ TAVİL

    Uzun biber.
  • FÜLGUR

    Kuzukulağı dedikleri ot.
  • FÜLK

    Gemi, sandal, kayık.
  • FÜLLEYK

    Bir şeftali cinsi.
  • FÜLS

    (Fels) Mangır, akça, pul.
  • FÜLS-İ AHMER

    Bakır sikke, kızıl mangır.
  • FÜLÛ'

    Yarıklar.
  • FÜLUS

    (Fels. C.) Bakır paralar. * Balık pulu.
  • FÜNDAK

    Hesap defteri.
  • FÜNUK

    İnat etmek.
  • FÜNUN

    (Fen. C.) Fenler, ilimler. (Bak: Fenn)
  • FÜNUN-U EKVÂN

    Kâinata dair fenler. Âlemlere, vücudlara, keyfiyetlere dair olan fenler.
  • FÜNUN-U KEVNİYE

    Kevne (kâinattaki fizikî, kimyevî ve hayatî hâdiselere) dair fenler.
  • FÜRADE

    Yalnızlık.
  • FÜRAFÜR

    Kulağı yırtık kişi.
  • FÜRAGA

    Nutfe, meni.
  • FÜRAKIS

    Galiz ve şiddetli nesne.
  • FÜR'AL

    Sırtlan eniği.
  • FÜRAT

    Tatlı su. * Fırat Nehri.
  • FÜRAYIK

    (C: Ferâyık) Yumuşak bedenli güzel yiğit.
  • FÜRCE

    Medhal, girecek yer, boşluk, açıklık, çatlaklık.
  • FÜRFUR

    Semiz, besili koç. * Bir kuşun adı.
  • FÜRHÜD

    Arslan eniği. * Yüzü güzel oğlan. * Kaba şiş.
  • FÜRKAN

    (Bak: Furkan)
  • FÜRKAT

    (Firâk) Ayrılık.
  • FÜRRAA

    Kalem silmekte kullanılan bez.
  • FÜRRE

    Katılık, şiddet. * Evvel.
  • FÜRS

    şark kavimleri. (Bak: Fars)
  • FÜRSİYYAT

    Fars dili ve edebiyatı bilgisi.
  • FÜRTUM

    Pabuç burnu.
  • FÜRTUSE

    Hınzır burnu.
  • FÜRU

    f. Aşağıda. Âciz. Beceriksiz. Geride kalmış... mânaları ifade eder, kelimenin önüne veya sonuna getirilerek ek olarak kullanılır.
  • FÜRU'

    (Feri'. C.) Bir kökten ayrılmış kısımlar. Dallar. Budaklar. * Bir sülâleden gelmiş torunlar. Çocuklar. * Fık: Cüz'î hüküm ve kaideler. Ahkâm-ı cüz'iyye.
  • FÜRUAT

    Kökten ayrılan kısımlar. Füru'lar. Esastan olmayıp geniş bilgide ortaya çıkan mes'eleler.
  • FÜRU-BERDE

    f. Öne eğilmiş, aşağı eğilmiş.
  • FÜRUC

    Çatlaklık, yarık. * Geçit, kapı. * Boşluk. * Ayıp, kusur.
  • FÜRUG

    Işık. Ziya. Aydınlık. Nur.
  • FÜRUG-EFŞAN

    f. Işık saçan.
  • FÜRUHT

    f. Satım. Satış.
  • FÜRUHTAR

    f. Satıcı.
  • FÜRUK

    (Fark. C.) Farklar. Ayırma vasıfları. Alâmetler.
  • FÜRU-MANDE

    f. Yorgun. bitkin. * Şaşkın, şaşırmış. * Âciz, beceriksiz. * Aşağıda, geride kalmış olan.
  • FÜRU-MANDEGÎ

    f. Yorgunluk, bitkinlik. Beceriksizlik.
  • FÜRU-MAYE

    Soyu alçak. Kötü soylu. Sütü bozuk.