(Itret. C.) Nesiller, akrabalar, zürriyetler, aynı soydan gelenler.
ITF
Omuzbaşı.
ITFA'
Söndürmek.
ITFAK
Maksadına eriştirme, gayesine vardırma.
ITFAL
Kadının oğlanını getirmesi.
ITFET
şefkat, merhamet. * Boncuk.
ITGA
Azdırma, azdırılma.
ITK
Azad edilmek. Hürlük. Esir veya köle olanın serbest edilmesi. Azad olmak. * Kerem ve hüsn-ü cemâl. Asâlet ve necâbet. Şeref, şan ve kıdem. Kuvvet.
ITK ALÂ MAL
Bir köle veya cariyenin kitabet suretiyle olmaksızın cins ve miktarı malum bir mal veya muayyen bir hizmet mukabilinde azad edilmesidir. Buna "Itk alâ cu'l" da denir. (Ist. Fık. K.)
ITKAN
(Bak: İtkan)
ITK-I MUALLAK
Bir şarta talik suretiyle vuku bulan ıtkdır. Bir kimsenin kölesine "şu işi yaparsan hürsün" demesi gibi ki, köle o işi yapınca azad olur. (Ist. Fık. K.)
ITK-I MUZAF
Bir zamana, bir vaktin girmesine veya çıkmasına izafe edilen ıtkdır. "Sen gelecek ayın başında hürsün." denilmesi gibi ki, o ayın başında ıtk hadisesi vücuda gelir. (Ist. Fık. K.)
ITK-I MÜNECCEZ
Bir şarta muallak veya bir zamana muzaf olmaksızın derhal vuku bulan ıtkdır. Bir kimsenin memluküne hitaben "seni azad ettim." demesi gibi ki, onunla köle derhal hürriyetine kavuşur. (Ist. Fık. K.)
ITK-I MÜŞTEREK
İki veya daha fazla kimsenin, mâlik oldukları bir köleyi azad etmeleridir.
ITKNAME
Azad edilmiş olan köle veya cariyeye azad edildiklerini bildirmek üzere verilen vesika.
ITL
(C.: Atâl) Böğür.
ITLA'
Tulu ettirmek, zuhur ettirmek, doğdurmak.
ITLA'
Kokulu şeyler sürünmek. * Hevâiyata heves etme.
ITLAK
Salıvermek. Bırakmak. Koyuvermek. Serbest bırakmak. Serbest olup her tarafta bulunmak. Cezadan kurtarmak. * Boşama. Boşanma. Afvetmek.(...Elbette mutlak ve muhit olan o ef'âlde iştirak muhaldir. İmkânı yoktur. Evet, ıtlakın mahiyeti iştirake zıddır. Çünkü, ıtlakın mânası, hatta mütenahi ve maddi ve mahdut bir şeyde dahi olsa, yine istilâkârane ve istiklâldarane etrafa, her yere yayılır, intişar eder. Meselâ: Hava ve ziya ve nur ve hararet, hatta su, ıtlaka mazhar olsalar, her tarafa yayılırlar. Ş.)
ITLAK-I İNAN
Dizginini salıverme. Başıboş bırakma.
ITLAK-I LİSAN
Ağzına geleni söylemek. Çok serbest ve kolay konuşmak.
ITLAK-I YED
Hayır işleme.
ITLAL
Havâle olma, birşey üzerine yüklenme. * Boşu boşuna zaman geçirme, vakit öldürme.
ITLIHAH
Gözden yaş akma, ağlama.
ITLINSA
Çok fazla terleme.
ITMAH
Yukarı bakma, gözü yukarı dikme.
ITMAL
Mahvetme, perişan etme.
ITMAS
Bir şeye geriden uzaktan bakmak. Helâk etmek.
ITNA'
Sâlim olmak, sağlam ve sıhhatli olmak.
ITNAB
Edb: Konuşurken, fazla tafsilât vermek. Lüzumundan fazla sözü uzatmak. (Îcazın zıddı)
ITNABE
Gölgelik, sâyeban. * Keman teli, keman kirişi.
ITNAB-I MAKBUL
Bahsi iyice anlatmak için lüzumlu olan sözün uzatılması.
ITNAB-I MÜMİLLE
Lüzumsuz olarak sözü uzatmak, usanç verecek şekilde uzatmak.
ITNAN
Çınlatma. Madeni bir ses çıkartma.
ITR
Hoş ve güzel koku. Güzel kokulu şey. * Yaprakları güzel kokulu bir bitki.