I Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • IŞKA

    Sarmaşık adı verilen bir bitki.
  • IŞKÎ

    İki ucu saplı eğri bıçaktır ve deri ve tahta kazımakta kullanılır.
  • IŞTIN

    Toprak kandili.
  • ITABE

    İyi etmek. * Hoş kokulu etmek.
  • ITAF

    Kaftan.
  • ITAK

    Hürriyet. * Kuvvet. * şiddet.
  • ITAKA

    Güç etmek, zorlaştırmak.
  • ITAK-ÜT TAYR

    Yırtıcı kuşlar.
  • ITAM

    İdrar zorluğu, idrar tutukluğu.
  • IT'AM

    (Bak: İt'âm)
  • ITAR

    (C.: Utur) Dudak kenarı. * Elin kasnağı. * Diğerlerini ihâta eden nesne.
  • ITARE

    Uçurma, uçurulma.
  • ITAŞ

    (Atşân. C.) Susamış olanlar.
  • ITBAK

    Örtünmek. * Yürümek. * Değiştirmek. * (Bak: İtbak)
  • ITEH

    Ahmaklık, bunaklık.
  • ITER

    (Itret. C.) Nesiller, akrabalar, zürriyetler, aynı soydan gelenler.
  • ITF

    Omuzbaşı.
  • ITFA'

    Söndürmek.
  • ITFAK

    Maksadına eriştirme, gayesine vardırma.
  • ITFAL

    Kadının oğlanını getirmesi.
  • ITFET

    şefkat, merhamet. * Boncuk.
  • ITGA

    Azdırma, azdırılma.
  • ITK

    Azad edilmek. Hürlük. Esir veya köle olanın serbest edilmesi. Azad olmak. * Kerem ve hüsn-ü cemâl. Asâlet ve necâbet. Şeref, şan ve kıdem. Kuvvet.
  • ITK ALÂ MAL

    Bir köle veya cariyenin kitabet suretiyle olmaksızın cins ve miktarı malum bir mal veya muayyen bir hizmet mukabilinde azad edilmesidir. Buna "Itk alâ cu'l" da denir. (Ist. Fık. K.)
  • ITKAN

    (Bak: İtkan)
  • ITK-I MUALLAK

    Bir şarta talik suretiyle vuku bulan ıtkdır. Bir kimsenin kölesine "şu işi yaparsan hürsün" demesi gibi ki, köle o işi yapınca azad olur. (Ist. Fık. K.)
  • ITK-I MUZAF

    Bir zamana, bir vaktin girmesine veya çıkmasına izafe edilen ıtkdır. "Sen gelecek ayın başında hürsün." denilmesi gibi ki, o ayın başında ıtk hadisesi vücuda gelir. (Ist. Fık. K.)
  • ITK-I MÜNECCEZ

    Bir şarta muallak veya bir zamana muzaf olmaksızın derhal vuku bulan ıtkdır. Bir kimsenin memluküne hitaben "seni azad ettim." demesi gibi ki, onunla köle derhal hürriyetine kavuşur. (Ist. Fık. K.)
  • ITK-I MÜŞTEREK

    İki veya daha fazla kimsenin, mâlik oldukları bir köleyi azad etmeleridir.
  • ITKNAME

    Azad edilmiş olan köle veya cariyeye azad edildiklerini bildirmek üzere verilen vesika.
  • ITL

    (C.: Atâl) Böğür.
  • ITLA'

    Tulu ettirmek, zuhur ettirmek, doğdurmak.
  • ITLA'

    Kokulu şeyler sürünmek. * Hevâiyata heves etme.
  • ITLAK

    Salıvermek. Bırakmak. Koyuvermek. Serbest bırakmak. Serbest olup her tarafta bulunmak. Cezadan kurtarmak. * Boşama. Boşanma. Afvetmek.(...Elbette mutlak ve muhit olan o ef'âlde iştirak muhaldir. İmkânı yoktur. Evet, ıtlakın mahiyeti iştirake zıddır. Çünkü, ıtlakın mânası, hatta mütenahi ve maddi ve mahdut bir şeyde dahi olsa, yine istilâkârane ve istiklâldarane etrafa, her yere yayılır, intişar eder. Meselâ: Hava ve ziya ve nur ve hararet, hatta su, ıtlaka mazhar olsalar, her tarafa yayılırlar. Ş.)
  • ITLAK-I İNAN

    Dizginini salıverme. Başıboş bırakma.
  • ITLAK-I LİSAN

    Ağzına geleni söylemek. Çok serbest ve kolay konuşmak.
  • ITLAK-I YED

    Hayır işleme.
  • ITLAL

    Havâle olma, birşey üzerine yüklenme. * Boşu boşuna zaman geçirme, vakit öldürme.
  • ITLIHAH

    Gözden yaş akma, ağlama.
  • ITLINSA

    Çok fazla terleme.
  • ITMAH

    Yukarı bakma, gözü yukarı dikme.
  • ITMAL

    Mahvetme, perişan etme.
  • ITMAS

    Bir şeye geriden uzaktan bakmak. Helâk etmek.
  • ITNA'

    Sâlim olmak, sağlam ve sıhhatli olmak.
  • ITNAB

    Edb: Konuşurken, fazla tafsilât vermek. Lüzumundan fazla sözü uzatmak. (Îcazın zıddı)
  • ITNABE

    Gölgelik, sâyeban. * Keman teli, keman kirişi.
  • ITNAB-I MAKBUL

    Bahsi iyice anlatmak için lüzumlu olan sözün uzatılması.
  • ITNAB-I MÜMİLLE

    Lüzumsuz olarak sözü uzatmak, usanç verecek şekilde uzatmak.
  • ITNAN

    Çınlatma. Madeni bir ses çıkartma.
  • ITR

    Hoş ve güzel koku. Güzel kokulu şey. * Yaprakları güzel kokulu bir bitki.