I Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • ISDA'

    (Sadâ. dan) Yankı. Aks-i sada. Sesin bir yere çarpıp dönmesiyle duyulan ikinci ses.
  • ISDAD

    Men'etmek, engel olmak, geri döndürmek.
  • ISDAK

    Verilecek parayı kadının nikâhında tesbit edip kararlaştırma.
  • ISDAR

    (Sudur. dan) Çıkarma, çıkarılma, sudur ettirme. * Deveyi sudan geri döndürmek. * Rücu ettirmek, geri döndürmek, vazgeçirmek.
  • ISFA'

    Arındırılmak. Hâli olmak.
  • ISFAK

    Kapıyı örtmek. * El ile bir nesneye erişmek.
  • ISFİRAR

    Sararmak. Sarı olmak.
  • ISFİRAR-I AYN

    Gözün sararması.
  • ISFİRAR-I EVRAK

    Yaprakların sararması.
  • ISFİRAR-I ŞEMS

    Güneşin sararmış gibi görünüşü.
  • ISGA'

    Söylenilen bir sözü dinleyip kabul etme ve yapma. * Söylenilen bir sözü kulak verip dinleme. * Meyl etmek. * Eksiltmek.
  • ISGAR

    (Sagir. den) Hakir ve hor görme. * Küçültme.
  • ISHA'

    Gökyüzünün açık ve bulutsuz olması.
  • ISHAB

    Yoldaşlık yapmak.
  • ISHAM

    Biçim vakti yetişmek, hasat zamanının gelmesi.
  • ISHAR

    (Sıhriyyet. den) Akrabalık, yakınlık, kurbiyet, sıhriyet. Damat olma. Damat edinme. * Ulaşmak. * Erimek.
  • ISHÎRAR

    Ot kurumak.
  • ISKA

    (Bak: İska)
  • ISKAÇA

    Gemi direğinin ayaklığı.
  • ISKALARA

    Gemi arması merdiveni. * Harp gemilerinin sol taraflarındaki merasim merdiveni.
  • ISKALARİYA

    Geminin üst kısmına çıkabilmek için iskele, yani merdiven teşkil etmek üzere çarmıhlara aykırı ve kazık bağı ile bağlanmış ince halatlar.
  • ISKAPARMA

    İtl. Bir gemiyi toptan kiralama.
  • ISKARÇA

    İtl. Geminin yükünün pek sıkı olarak istif edilmesi.
  • ISKARMOZ

    Kayık ve sandallarda kürek takılmak üzere yan kenarlara dikine sokulmuş tahta çiviler. * Bir cins küçük balık.
  • ISKARSO

    İtl. Yelkenleri doldurur dik rüzgâr. * Geminin götürü olarak kiralanması.
  • ISKARTA

    Herhangi bir sebepten dolayı değerini kaybetmiş mal.
  • ISKAT

    Düşürmek. Düşürülmek. Aşağı atmak. Hükümsüz bırakmak. * Silmek. * Ölünün azaptan kurtulması ümidi ile ölen kimse nâmına dağıtılan sadaka.
  • ISKAT-I CENİN

    Kadının çocuk düşürmesi.
  • ISKAT-I SALÂT

    Ölmüş bir kimsenin kılmadığı namazlar yüzünden hâsıl olan günahını giderir ümidi ile verilen sadaka.
  • ISKOTA

    İtl. Büyük yelkenleri kullanmaya yarayan ip.
  • ISKUNA

    ing. İki direkli bir nevi yelkenli gemi.
  • ISLA'

    Ateşte kızdırmak. Ateşte yakmak.
  • ISLAH

    İyileştirmek. Düzeltmek. Kusurları gidermek. (Nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez. S.)
  • ISLAHAT

    Kusurları ve eksiklikleri gidermek için yapılan işler ve düzeltmeler.
  • ISLAHAT-I ADLİYE

    Adli ıslahat.
  • ISLAHAT-I ASKERİYE

    Askerlikte yapılan ıslahatlar. Askerî ıslahat.
  • ISLAHAT-I MÜLKİYE

    İdarede yapılan düzeltmeler, yenilikler.
  • ISLAHATPERVER

    Islahat taraftarı, ıslahatı seven.
  • ISLAHEN

    Islah ederek, düzelterek.
  • ISLAHHANE

    Tar: San'at mekteblerine önceleri verilen isim. * Islah evi.
  • ISLAH-I HÂL

    Kendi halini ıslah etme, düzeltme.
  • ISLAH-I ZÂT-ÜL BEYN

    Aralarındaki kırgınlığı kaldırarak iki kişiyi barıştırma.
  • ISLAHÎ

    (Islahiyye) Islah etmeye ve düzeltmeğe dair. Düzeltme ile alâkalı.
  • ISLAHPEZİR

    Islah edilebilir olan. Düzeltme ve tâmir kabul eden, ıslaha kabiliyeti olan.
  • ISLÎ'

    Boynu ince ve başı fındık gibi yumruca olan yılan.
  • ISLİHMAM

    Ayak üstüne durmak.
  • ISLÎT

    Zinetli kılıç, üzeri süslenmiş kılıç.
  • ISMAM

    Şişenin ağzını tıkama. * Sağırlaştırma, duymaz hâle getirme.
  • ISMARLAMA

    Sipariş verme, emanet etme. Hususi siparişle yaptırılmış, hazır alınmayan.
  • ISMAT

    Susturma, susturulma, sükut ettirme.