Yıkılma. * Perakende olup dağılma. * Kuş havadan süzülüp inme.
İNKIHAL
Büsbütün zayıf ve güçsüz düşme.
İNKIHAM
Düşünmeden bir işe girişme.
İNKILA'
(Kal'. den) (Ağaç) kökünden koparılma.
İNKILÂB
Başka tarza değişme. Bir hâlden diğer hâle geçme. Başka türlü olma. * Altüst olma.
İNKILÂB ALE-L A'KIB
Ökçeler üzerine dönmek demektir ki, asker yürüyüşünde olduğu gibi, tam sağdan veya soldan geri dönmektir. İki ökçeyi birden yerinde çevirmek suretiyle inkılâb ale-l a'kıb, ayakları çaprazlaştırdığından yürümeyi imkânsız bırakır. Kur'an'da bu tâbir ya harbde firardan kinaye veya dinde irtidaddan mecaz olmak üzere iki mânâya muhtemildir. (E.T.)
İNKILÂBÂT
İnkılâblar, değişmeler.
İNKILÂB-I HAKAİK
Hakikatlerin tam zıddına dönmesi (ki, böyle bir şey mümkün değildir.) (Bak: İçtima-ı zıdden) (İnkılâb-ı hakaik ittifâken muhaldir. Ve inkılâb-ı hakaik içinde muhal ender muhal, bir zıd, kendi zıddına inkılâbıdır. Ve bu inkılâb-ı ezdâd içinde bilbedahe bin derece muhâl şudur ki: Zıd kendi mâhiyetinde kalmakla beraber, kendi zıddının aynı olsun. S.)
İNKILÂB-I SAYFÎ
İlkbaharın bitip, yaz mevsiminin balayışı. Gün dönümü. (21 hazirana rastlar.)
İNKILÂB-I ŞİTEVÎ
Sonbaharın bitip, kış mevsiminin başlayışı. (Aralık ayının 21'ine rastlar.)
İNKIMA'
Kökü kesilme. Köksüzleşme.
İNKIRAZ
Sönme. Zeval bulma.
İNKISAM
Kırılıp ayrılma. Parçalanma.
İNKISAM
Kısımlara ayrılma. Bölünme. Taksim olunma.
İNKISAR
Kısalma, kısa olma.
İNKIŞA'
Mânilerin gidip havanın açılması. Ayazlama.
İNKIŞAR
Bir şeyin derisinin veya kabuğunun soyulması.
İNKITA'
Tükenme. Kesilme. Arkası gelmeme.
İNKITÂ-İ TAMS
(Kadın) âdetten kesilme.
İNKIYAD
Boyun eğme. Muti olma. Teslim olma. İtaat etme. İmtisal.
İNKIYADEN
İnkıyad suretiyle. Teslim olarak. İtaat ederek, boyun eğerek.
İNKIZA'
(Kazâ. dan) Sonu gelip bitme. Tamam olma. Mühleti sona erme.
İNKIZAF
Kovulma, def olunma, atılma, uzaklaştırılma.
İNKIZA-Yİ MÜDDET
Müddetin bitmesi, zamanın sona ermesi.
İNKIZAZ
Çatlama. * (Kuş) havadan yere doğru süzülerek inme.