İ Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • İNSİDAD

    (Sedd. den) Tıkanma, kapanma.
  • İNSİDAD-I EM'Â

    Tıb: Bağırsakların birbirine dolanması neticesinde tıkanması.
  • İNSİDAD-I HALİME

    Tıb: Meme başlarının tıkanması.
  • İNSİDAL

    Düşük olma, sarkma, pörsüme.
  • İNSİFA'

    (Nısıf. dan) Bir şeyin ortası. * Bir şeyin yarısını alma. * Gündüzün ortası. * Hakka hizmet. * Adaletle mukabele etmek. Mazluma yardım edip zâlimden hakkını almak.
  • İNSİFAR

    İnkişaf etme, açılma.
  • İNSİHAK

    Döğülüp ezilme. Ezilip yumuşamak.
  • İNSİHAL

    Düzgün söz söyleme. * Kabuğu soyulma.
  • İNSİKAB

    Delinme.
  • İNSİKAB-I LÜ'LÜ'

    İncinin delinmesi.
  • İNSİLAB

    (Selb. den) Kaldırılma, selb olunma, giderilme. Kalmama. Mahvedilme. Soyulma, soyulmuş olma.
  • İNSİLAH

    Soyulma. Derisi yüzülme. Sıyrılıp çıkma. * Ayın sonu gelme.
  • İNSİLAH

    Silâhlanma. Silâh ile techiz olma.
  • İNSİLAK

    (Silk. den) Yola girme, süluk etme, yol tutma.
  • İNSİLAL

    Gizlice savuma, sıvışma, sıyrılma.
  • İNSİLAL

    Bir yere toplanma, üşüşme, hücum etme.
  • İNSİMAG

    Yere düşüp ezilme, yaralanıp berelenme.
  • İNSİNA

    Bükülme, burkulma, burulma.
  • İNSİNA-YI KADEM

    Ayağın burkulması.
  • İNSİRAM

    Dişin kırılması.
  • İNSİTAH

    Yayılıp arka üstü yatma. * Satıhlı olma.
  • İNSİYAB

    Süzülüp akma. Çabuk akıp gitme.
  • İNSİYAG

    Kalıba dökülüp düzelme.
  • İNSİYAK

    Mânen sevk olunma. İlâhi ve mânevi sevk. Gönderilmek, bir kuvvetin te'siriyle çekilip gitmek. Ardı sıra gitmek.
  • İNSİYAKÎ

    İnsiyak ile alâkalı. İnsiyak, İlâhî sevk ve his ile alâkadar.
  • İNŞA

    Yapma. Vücuda getirme. Terkib etme. Bir şey peyda etmek. * Yaratma. * Edb: Yazı dersi. Nesir yazmak. * Güzel nesir halinde yazı yazmak veya güzel yazılmış nesir halindeki yazı.Çeşitli mektuplaşma ve güzel yazma için mektup, tezkere, istida (dilekçe), tebrik, tâziyenâme, sened v.s. örneklerini içinde toplayan kitaba da inşâ veya inşâ rehberi denir.("İnşâ ve terkib" tabir edilen mevcud olan anasır ve eşyadan toplamak suretiyle ona vücud vermektir. Eğer cilve-i ferdiyete ve Sırr-ı ehadiyete göre olsa, hadsiz derece bir sühulet belki vücub derecesinde bir kolaylık olur. Eğer ferdiyete verilmezse, hadsiz derece müşkül ve gayr-ı mâkul, belki imtinâ derecesinde bir suubet olacak. Halbuki; kâinattaki mevcudat nihâyet derecede külfetsiz olarak ve suhuletle ve kolaylıkla gayet mükemmel bir surette vücuda gelmeleri cilve-i ferdiyyeti bilbedahe gösteriyor ve her şey doğrudan doğruya Zât-ı Ferd-i Zülcelâlin sanatı olduğunu isbat ediyor. L.) (Bak: Halk)
  • İNŞAALLAH

    Allah izin verirse. Allah nasibederse (meâlindedir). (Bak: Tabii)
  • İNŞAAT

    Yapmak, inşa etmek. * Yapı. Bina ve gemi yapımıyla alâkalı işler.
  • İNŞAB

    Tırnak batırma, tırnak bastırma.
  • İNŞAD

    Edb: Şiir okuma. Şiiri kaidesine uygun ahenk ile okuma. Sesini yükseltme. * Arayıp soruşturma. * Birisini hicvetme. * Kayıp olan bir şeyi haber verme.
  • İN-ŞAE

    Eğer isterse, istediği gibi...
  • İNŞAÎ

    İnşaya, yapıya dâir ve müteallik. * Güzel yazmağa dâir.
  • İNŞAİYYAT

    (İnşâi. C.) İşitilmemiş ve duyulmamış sözlerden yapılan cümleler.
  • İNŞAİYYE

    İnşâât işleriyle uğraşanlar. Bina ve gemi yapma işleriyle meşgul olanlar.
  • İNŞAK

    Koklatma. Buruna kokulu bir şey çektirme. * Tuzağa veya ağa iliştirme.
  • İNŞAR

    Ölüyü diriltme. (Bu fiil, Allah'a mahsus olmak kaydiyle: İnşar-ı emvat denir.)
  • İNŞAT

    Ferahlandırma. Neş'elendirme. Sürurlandırma.
  • İNŞAZ

    Yükseltme.
  • İNŞİAB

    Şubelendirme. Ayırma. Şubelere ayrılma. * Bölük bölük olma. * Dalbudak verme.
  • İNŞİAL

    Alevlenme, şulelenme.
  • İNŞİBAB

    Gençleşme, delikanlı olma.
  • İNŞİBAK

    Şebeke şeklinde olma. * Balık ağı gibi birbirine geçme.
  • İNŞİHAB

    Fışkırma.
  • İNŞİHAB-I DEM

    Kanın fışkırması.
  • İNŞİKAK

    İkiye ayrılma. Çatlama. Yarılma.
  • İNŞİKAK SURESİ

    Kur'an-ı Kerim'in 84. Suresi olup İnşakkat suresi de denir. Mekkî'dir.
  • İNŞİKAK-I ASÂ

    Değneğin kırılması. * Mc: İhtilaf, karışıklık, ikilik. Birliğin bozulması.
  • İNŞİKAK-I KAMER

    Ay'ın parçalanması. Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın mu'cizesi eseri olarak gökte ay'ın en parlak olduğu bir zamanda ikiye ayrılması. (...Hem Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) mütevatir ve kat'i bir mu'cize-i kübrası "Şakk-ı Kamer" dir. Evet, şu "İnşikak-ı Kamer" çok tariklerle mütevatir bir surette, İbn-i Mes'ud, İbn-i Abbas, İbn-i Ömer, İmâm-ı Ali, Enes, Huzeyfe gibi pek çok eâzım-ı sahâbeden müteaddid tariklerle haber verilmekle beraber, Nass-ı Kur'an ile $ âyeti, o mu'cize-i kübrâyı âleme ilân etmiştir. O zamanın inatçı Kureyş müşrikleri, şu âyetin verdiği habere karşı inkâr ile mukabele etmemişler, belki yalnız "sihirdir" demişler. Demek kâfirlerce dahi Kamerin inşikakı kat'idir. M.)
  • İNŞİLAL

    Şiddetle dökülerek akma. * (Su) uçurumdan dökülerek şelâle meydana getirme.
  • İNŞİMAR

    Sallana sallana yürüme.