İ Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • İSTİMLAK

    İcraî karar alma salâhiyetini hâiz bir amme hükmî şahıs (Vilâyet, Belediye v.s.) tarafından bir malın, halkın faydası için karşılığı verilip alınarak umumun istifadesine arzedilmesi. * Mülk satın almak. * Mülk sahibi olmak.
  • İSTİMLAL

    (Melâl. den) Can sıkılıp usanma, melâl getirme.
  • İSTİMNAN

    İhsan isteme.
  • İSTİMRAR

    Devam. Sürüp gitmek. * Kavi ve dâim olmak.
  • İSTİMRARÎ

    İstimrara ait ve müteallik. Devamlılık, sürüp gidiş.
  • İSTİMSAK

    (İmsak. dan) Nefsine hâkim olma, kendini tutma.
  • İSTİMSAL

    Misal edinmek. Örnek tutmak.
  • İSTİMTA'

    (Temettü. den) Faydalanma, menfaati olma.
  • İSTİMTAR

    Yağmur dileme.
  • İSTİMZAC

    Uyuşmak. Beraber karışmak. * Birisinin mizacını, huyunu öğrenmeğe çalışmak. * Yoklamak. Fikrini, re'yini sormak.
  • İSTİNAA

    Yürüyüşte bir kimseyi geçme.
  • İSTİNABE

    Niyabet istemek. * Huk: Başka bir tarafta görülen bir muhakeme için, şahid veya maznunun yazılı ifadesinin alınması. Muhakemenin icab ettirdiği muameleleri yapması için bir mahkeme tarafından başka bir mahkemeye veya kendi âzâsından birisine salâhiyet verilmesi.
  • İSTİNAD

    Dayanma. Güvenme. * Sened veya delil söylemek, göstermek.
  • İSTİ'NAD

    İnatlaşma, inat yapma. Muannidlik.
  • İSTİNADEN

    İstinad ederek. Dayanarak, güvenerek.
  • İSTİNADGÂH

    f. Dayanacak yer. Güvenecek yer veya kimse.
  • İSTİNADGERDE

    İstinad edilmiş. Kendine güvenilmiş veya dayanılmış.
  • İSTİNADÎ

    İstinad etmekle alâkalı.
  • İSTİNAF

    Baştan başlamak. Yeniden başlamak. * Gr: Sözün başlangıcı. * Huk: Dâvâ Mahkemesinin verdiği hükmü beğenmeyip bozulmasını daha üst mahkemeden istemek. Dâvâ mahkemeleri ile Temyiz Mahkemesi arasındaki bir derece yüksek mahkemeye verilen isim.
  • İSTİNAFEN

    İstinaf yolu ile.
  • İSTİNAHE

    Yaygarayı basma. * Ağlamak isteme. * Kurdun uluması.
  • İSTİNAME

    Uyur gibi görünme. Yalandan uyuma.
  • İSTİNAN

    Misvâk kullanma. Dişleri temizleme. (Misvâk kullanmak, sünnet-i seniyyedendir.)
  • İSTİNARE

    Parlatmak. Parlak ve aydınlıklı olmak. * Ateş istemek.
  • İSTİNAS

    Alışmak. Ünsiyetli olmak. Vahşiliğin gitmesi. Ürkekliğin kalkması.
  • İSTİNASE

    Bir kimseyi beraber götürme. * Depretme.
  • İSTİNBA

    Haber sormak. Haber istemek. * Vâkıf olmak. Bilmek.
  • İSTİNBAT

    Bir söz veya bir işten gizli bir mânâyı meydana koymak. * Müçtehid veya büyük bir âlimin gizli bir mânâyı içtihadı ile meydana çıkarması. * Bir mes'eleyi derin tetkik ile meydana çıkarması. * Bir mes'eleyi derin tetkik neticesinde kaynaklarından güçlükle anlamak.
  • İSTİNCA

    Birisinden maksadını istihsal etmek. * İlm-i Hâlde: Pislikten temizlenmek. Abdest bozduktan sonra veya abdest almadan evvel; kan, sidik, meni' gibi şeylerin çıktıkları yeri temizlemek.
  • İSTİNCAD

    Yardım isteme.
  • İSTİNCAH

    İşinin olmasını isteme.
  • İSTİNCAS

    Bulaşma veya bulaştırma.
  • İSTİNFAD

    Bir şeyden bıkkınlık gelme, usanma. * Bir şeyi tüketme, harcama.
  • İSTİNFAK

    Malı harcıyarak tüketme. * Nafaka peydâ etme.
  • İSTİNFAR

    Ürküp dağılma.
  • İSTİNFAZ

    Bir yerin bütün her tarafını iyice öğrenebilmek için dikkatle bakma, inceleme.
  • İSTİNGA

    İtl. Yelkenlerin yukarı kaldırılıp toplanması ve bu işin yerine getirilmesi için verilen kumanda.
  • İSTİNHAC

    Bir kimsenin dediğine uyma. Söylediğini yapma. Yoluna gitme.
  • İSTİNHAS

    Haberi iyice inceleme.
  • İSTİNHAZ

    Bir kimseye bir iş için kımıldamamasını emretme.
  • İSTİNKA

    Pâk olmasını istemek. İstincadan sonra hiç bir pislik eseri bırakmamak.
  • İSTİNKÂF

    Kabul etmemek. Çekimser kalmak.(İşte ey insan! Eğer yalnız O'na abd olsan, bütün mahlukat üstünde bir mevki kazanırsın. Eğer ubudiyetten istinkâf etsen, âciz mahlukata zelil bir abd olursun! S.)
  • İSTİNKÂH

    (Nikâh. dan) Bir kadını nikâhla alma, nikâhlamak isteme.
  • İSTİNKÂH

    Araştırma. Ağız koklama.
  • İSTİNKÂR

    Bilmemezlikten gelmek. * İnkâr etmek. * Bilmediği bir şeyi sormak.
  • İSTİNKAS

    Bir şeyin fiatını düşürmeye çalışma, ucuzlatmağa uğraşma.
  • İSTİNKAŞ

    Nakşetme, nakşedilmesini isteme.
  • İSTİNSA'

    Veresiye isteme. * Borcunu ödeyebilmek için mühlet isteme.
  • İSTİNSAB

    (Neseb. den) Soyu bildirme. Soy dâvâsı gütme.
  • İSTİNSAF

    Alacağını alma. Hakkını tamâmen alma, ödeşme.