İ Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • İSTİHSAR

    Usanmak, fütur getirmek, bıkmak.
  • İSTİHŞAŞ

    Zevklenme, eğlenme.
  • İSTİHVA

    Şaşırıp kalmak. Divane olmak. Hevâ ve hevesi hoş görmek.
  • İSTİHVAZ

    Zafer kazanma, muzaffer ve muvaffak olma, galib gelme.
  • İSTİHYA

    Utanma, haya etme. * Diriltme, yaşatma.
  • İSTİHZA

    Alay etmek, birisi ile eğlenmek. * Birisini gülünç duruma düşürmek, maskara etmek.
  • İSTİHZA'

    (İstihdâ') Alçak gönüllülük göstermek, kendisini aşağı tutmak.
  • İSTİHZAR

    Huzura gelme, hazır etme, huzura dâvet etme. * Hazırlama, bir şeyi hatıra getirme. * Konferans verecek olan hatiplerin okumak ve araştırmak suretiyle evvelce hazırlanması.
  • İSTİHZARAT

    (İstihzâr. C.) Hazırlıklar.
  • İSTİKA'

    (Saky. den) Su isteme. İçmek için su alma. * Kendini zorlıyarak ve sun'i olarak kusma.
  • İSTİKA'

    Olacak veya vuku bulacak diye endişelenme.
  • İSTİ'KAB

    Birisinin kusurlarını, ayıplarını arraştırmak.
  • İSTİKAD

    Yakma, ateşi tutuşturma.
  • İSTİKADE

    Adam öldürmüş olan katilin kısasını isteme.
  • İSTİ'KAF

    Bir yere kapanma. Bir yerde kendini hapsetme.
  • İSTİKAK

    Bitkilerin sık ve çok olmalarından dolayı birbirine dolaşık olmaları.
  • İSTİKAMET

    Hatt-ı hareketi doğru olmak. Doğruluk, nâmuslu hareket. Her işte itidal üzere bulunmak. Adâletten, doğruluktan ayrılmayıp, diyânet ve akıl içinde yürümek. * Allah'a kulluk etmek. * Bir şeyin bir tarafa doğru olarak uzanması. * Yön, cihet.
  • İSTİKAN

    Şüphesiz ve zansız olmak.
  • İSTİKÂNE

    (İstikânet) Alçaklık etmek. * Zillet ve meskenet göstermek. * Tevazu göstermek.
  • İSTİKÂRE

    Hızlı hızlı yürüme. * Yükleri sırtına yükleyip götürme.
  • İSTİKAZ

    Uykudan uyanmak.
  • İSTİKBAH

    (Kabih. den) Çirkin görme, ayıplama, kabih sayma.
  • İSTİKBAL

    Ati, gelecek zaman. * Karşılayış, gelen bir kimseyi karşılamak.
  • İSTİKBAL-BÎN

    f. Geleceği bilen ve gören.
  • İSTİKBALEN

    Karşılayarak, karşılamak üzere. * Gelecek zamanda, ilerde.
  • İSTİKBALÎ

    Gelecek zamanla alâkalı. İstikbale mensub.
  • İSTİKBAL-İ KIBLE

    Kıbleye, Kâbe istikametine yönelmek.
  • İSTİKBALİYYE

    Edb: Yeni gelen bir kimsenin karşılanması sebebiyle yazılan manzume.
  • İSTİKBAR

    (Kibr. den) Önemseme, ehemmiyet verme. * Kibir, gurur, enaniyet. Kendini büyük görme, mağrurluk.
  • İSTİKDAM

    Önde bulunma, öne geçme. * Çok ayaklı olma. Ayaklarının adedi fazla olma.
  • İSTİKDAR

    Cenab-ı Allah'dan (C.C.) hayırlı şeylerin olmasını isteme.
  • İSTİKFA

    Bir kimsenin başına veya ensesine sopa ile vurma.
  • İSTİKFA

    Yetinme, kâfi bulma, yeter sayma. Mevcud olan ile iktifâ etme.
  • İSTİKFAF

    (Kifâf. dan) Kanaat etme, az şeyi yeter bulup râzı olma. * Yetişme. * Dilenci gibi el uzatma.
  • İSTİKFAL

    Çekmecede, kasada veya kilitli bir yerde bulundurma.
  • İSTİKFAL

    (Kefâlet. den) Kefil olma, kefilliği kabul etme.
  • İSTİKLA

    Te'hir etme. Sonraya bırakma. * Alıkoyma, mâni olma, engel olma. * Veresiye alma, borç olarak alma.
  • İSTİKLÂL

    (Kıllet. den) Kendi başına olmak, kimseye bağlı olmayış, müstakil oluş. * Az bulma, kâfi görmeme. * Rey sahibi olup keyfi iş görme ve başkasının emrine ve fikrine tâbi olmaktan uzak kalma.
  • İSTİKLÂLCU

    f. İstiklâl arayan. Müstakil olmak, hür olmak için çalışan.
  • İSTİKLÂLİYET

    İstiklâl üzere bulunma. Hür ve müstakil olma. Başlı başına buyruk olma.
  • İSTİKMAL

    Bir şeyin olgunluğa, kemale erdirilmesi. İkmal etmek. Eksiksiz ve tam oluş, tam ve kâmil olmak.
  • İSTİKNAH

    (Künh. den) Bir şeyin hakikatını ve künhünü araştırma.
  • İSTİKNAN

    Gizlenme, saklanma.
  • İSTİKRA'

    Gezmek, dolaşmak, etraflı bilgi edinmek. Ayrı ayrı hâdiselerdeki müşterek vasıflara dikkat ederek umumi bir netice çıkarmak. Umumi araştırmak. Fertten umuma âit hüküm sâhibi olmak.(Akıl ve hikmet ve istikra ve tecrübenin şehadetleri ile sabit olan hilkat-i mevcudattaki adem-i abesiyet ve adem-i israf, saadet-i ebediyeye işaret eder. S.)
  • İSTİKRA'

    Kiralamak, kiraya vermek.
  • İSTİKRAB

    Yaklaştırma, yakınlaştırma. * Akraba olma.
  • İSTİKRAH

    Bir şeyi kötü ve kerih görmek. Beğenmemek, nefret etmek. Bir şeyi cebir ve ikrah ile işlemek.
  • İSTİKRAÎ

    Man: İstikraya ait ve müteallik. İstikra' yolu ile.
  • İSTİKRAM

    Kerem ve lütuf isteme.
  • İSTİKRAR

    (Tekrar. dan) Tekrarlatmak.