İ Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • İSTİHARE

    Tefe'ül. Sual sorup cevap istemek. * Hayırlı olmayı istemek. * Hayran olmak, şaşmak, taaccüb etmek. * Bir işin hayırlı olup olmıyacağı niyetiyle abdest alıp, dua edip rüya görmek üzere uykuya yatma.
  • İSTİHASE

    Organik maddelerin, şekillerini muhafaza ederek zamanla taş hâline geçmesi. Fosilleşme.
  • İSTİHAZA

    Kadın âdet görürken fazla kan gelmesi. (Rahimden değil de hastalıktan dolayı bir damardan gelip, tenâsül cihazı yolu ile akan kokusuz bir kandır. Buna "istihâza veya özür kanı" dendiği gibi, böyle bir kadına da "müstahâza" denir.)
  • İSTİHBAB

    Bir şeyi iyi ve güzel addetmek. * Dost edinme. * Müstehab etmek ve olmak.
  • İSTİHBABEN

    Bir şeyi güzel ve iyi kabul ederek, müstehab olarak.
  • İSTİHBAR

    Haber sormak, haber almayı istemek.
  • İSTİHBARAT

    Duyulup öğrenilenler. Alınan haberler. * Haber toplama merkezi.
  • İSTİHBARAT-I MEVSUKA

    Sağlam ve inanılır doğru haberler.
  • İSTİHCAN

    (Hücnet. den) Kötü görme, çirkin sayma, ayıplama.
  • İSTİHDA'

    (Hüdâ. dan) İrşad ve hidâyet istemek. Hak, hakikat, imân ve İslâmiyet yolunu istemek.
  • İSTİHDAF

    Hedef edinmek, hedef saymak. * Hedef gibi karşıda durmak. * Erişilmek istenilen netice ve gaye.
  • İSTİHDAM

    Bir hizmette kullanmak, hizmete almak, hizmet ettirmek. * Edb: Bir çok mânâsı olan bir kelimenin her mânâsına muvâfık kelime söylemek. Meselâ: "Avcınızın attığı da, sözleri de saçma idi" cümlesinde olduğu gibi.
  • İSTİHDAR

    (İstihzar) Hazırlama.
  • İSTİHDAS

    Bir şeyi sonradan ve yeniden elde etmek.
  • İSTİHFA'

    Gizlenme, saklanma.
  • İSTİHFAF

    Küçük ve aşağı görmek, küçümsemek, tahkir ve tahfif etmek.
  • İSTİHFAFKÂR

    f. Ehemmiyet vermeyerek. Küçümsemek suretiyle. Tahfif ve tahkir ederek.
  • İSTİHFAFKÂRANE

    f. Küçümseyerek, küçük görerek, hafifseyerek, ehemmiyet vermeyerek.
  • İSTİHFAZ

    Hıfzetmek. Korumak. Muhafaza etmek. Bir şeyin muhafaza olunmasını birisinden rica etmek.
  • İSTİHKAK

    Kazanılan şey, hak edilen. * Hakkını almak. Hakkını istemek.
  • İSTİHKAK-I HARS

    Huk: Bir yerde ziraatçılık yapma hakkına sahib olma.
  • İSTİHKÂM

    Sağlamlık. Metin olmak. Kuvvetli ve dayanıklı olmak. * Askerlikte: Düşmana karşı, hücumlarını savmak için hazırlanmış bulunan siper, askeri yapılar. İstihkâm işi ile uğraşan asker sınıfı. * Kuvvet ve metanet vermek.
  • İSTİHKÂMAT

    (İstihkâm. C.) İstihkâmlar. * Siperler.
  • İSTİHKÂMAT-I DÂHİLİYE

    Bir istihkâmın iç tarafında, icab ettiği zaman yapılan müstakil sığınaklar.
  • İSTİHKÂMAT-I HAFİFE

    Harbde kısa zamanda yapılan sığınaklar.
  • İSTİHKÂMÂT-I MUTTASILA

    Bir birine bitişik ve bağlı olarak yapılmış olan sığınaklar olup, daha ziyade şehirlerin ve mühim mevkilerin etrafına yapılır.
  • İSTİHKAR

    Hakaret etmek. Küçük görmek. * Hakir görülmek. Hor bakılmak.
  • İSTİHLA

    Tatlı olmak. * Tatlılık istemek.
  • İSTİHLAB

    Tırmalama.
  • İSTİHLAF

    Halef bırakmak. Birisini kendi yerine geçirmek. Kendi yerine başkasını tayin etmek. Kuyudan su çekmek.
  • İSTİHLÂK

    Boş yere harcamak. * Yeyip bitirmek. * Müstahsilin yaptığı istihsali alıp kullanmak.
  • İSTİHLÂKAT

    (İstihlâk. C.) Yenilip içilen şeyler. * Harcamalar.
  • İSTİHLÂKAT-I DÂHİLİYE

    Dâhilî sarfiyat. Memleket içi harcamalar.
  • İSTİHLAL

    Yeni ay'ı gözleyip görmek. Hilâlin görünmesi. * Kılıcın kınından sıyrılıp görünmesi. * Edb: Bir ifadede birbirine benzer, seci'li ve kâfiyeli sözlerin söylenmesi. * Çocuğun doğar doğmaz hemen ağlamağa başlaması. * İyi ve hayırlı bir başlangıca delâlet etmek.
  • İSTİHLAL

    Helâl saymak. Helâllaşmayı istemek.
  • İSTİHLAS

    (Hulus. dan) Bir şeyi elde etmeğe çalışma. * Kurtarma veya kurtarılma.
  • İSTİHMA'

    Himâye isteme, korunma arzulama.
  • İSTİHMAK

    Ahmaklık gösterme, salaklık yapma.
  • İSTİHMAL

    Havâle etme, havâle edilme. * Yükleme, yükletme.
  • İSTİHMAM

    Bir kimse, bağlı olduğu cemâate ait işler için her türlü sıkıntıya düşme. * Ehemmiyet verme.
  • İSTİHMAM

    Hamama girme, yıkanma.
  • İSTİHRAB

    Bir musibet sebebi ile perişan olma, mahrum olma.
  • İSTİHRAC

    Bir şeyin içinden bir şey çıkarmak. Bir mânâyı istidlâl etmek. Meydana ve harice çıkarmak. Bâzı emareleri beliren şeylerden ileriye âit olacak şeyleri çıkarmak. İstidlâl etmek. (Bak: Tahric)
  • İSTİHRACAT

    (İstihrac. C.) İstihraclar.
  • İSTİHSAD

    Ekinlerin hasad (biçilme) zamanı gelme.
  • İSTİHSAL

    Hasıl etmek. Husule getirmek. Elde etmek. Üretmek.
  • İSTİHSALAT

    (İstihsal. C.) Üretilen şeyler. Bir memleketin veya fabrika gibi faaliyet merkezlerinin çıkardığı, yetiştirdiği şeyler.
  • İSTİHSAN

    Beğenmek, güzel bulmak. Bir şeyin iyi olduğu kanaatında bulunmak. Beğenilmek. * Fık: Kıyası terkedip, nassa, yani, âyet ve hadis-i şeriflerin hükümlerine en uygun olanı almak. Şeriatta; zorlaştırmayan hükümle, râcih delil ile amel etmektir.(İşte masnuâtı yaldızlayan mezâyâ ve mehasine ve mevcudatı ışıklandıran letaif ve kemâlâta karşı Sübhânallah, Mâşâallah, Allahü Ekber diyerek semâvâtı çınlattıran ve Kur'an'ın nağamâtiyle kâinatı velveleye verdiren istihsan ve takdir ile, tefekkür ve teşhir ile, zikir ve tevhid ile, berr ve bahri cezbeye getiren, yine bilmüşâhede O Zâttır. S.)
  • İSTİHSAN

    Korunmak. Korumak, müdâfaa etmek, karşı koymak. * Sağlam bir yere kapanmak.
  • İSTİHSANEN

    Beğenerek, istihsan ederek.