Oluşa ait ve müteallik. Kâinat ilmine dair. Varlıkla alâkalı.
KEVNİYYAT
Kâinat ilmi, kozmoloji. * Mevcudat, varlıklar. Vücuda gelmeler.
KEVR
Devretmek, dönmek. * Sarık sarmak. Tülbend sarmak. * Bir yerde toplanmış olan develer. * Çokluk, bolluk, ziyadelik. * Mukül dedikleri darı cinsi.
KEVS
(C.: Ekvâs) Pabuç.
KEVSEC
Köse kişi. * Testere gibi hortumu olan bir balık cinsi.
KEVSEL
Geminin kıç tarafı.
KEVSER
Kıyamete kadar gelecek Âl, Ashâb, Etbâ' ve onların iyilikleri, hayırları. * Bereket. * Kesretten mübâlağa. Çokluğun gayesine varan şey. Gayet çok şey. * Pek çok hayır. Hikmet, ilim. Kur'an, İslâm, tevhid. İlm-i Ledün. Ma'rifetullah. * Cennet ırmaklarının kaynakları. * Cennet'te bir havuz veya nehir.
KEVSER SURESİ
Kur'an-ı Kerim'in 108. Suresi.
KEVTER
Fülfül dedikleri karabiber cinsi.
KEY
Arapçada muzari fiilini nasbeden (son harfini üstün okutan) ve "İçin, tâ ki, hangi, nasıl?" yerinde kullanılan harf. (Bak: Huruf-i nâsibe)
KEY
f. Ne vakit, ne zaman? (Soru için kullanılır.)
KEY
Eski Acem pâdişahlarının nâmıdır.
KEY'
Yaramaz gönüllü olmak.
KEYAN
(Key. C.) f. şahlar, hükümdarlar, keyler, hakanlar.