K Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • KISAS

    Cinayette ödeşmek. Bir suç işliyenin aynı şekilde cezalandırılması. Öldürme veya yaralanmada suçlu olana aynı şeyin yapılması. Suçsuz yere adam öldürene veya yaralayana şeriatın aynı cezayı tatbik etmesi.
  • KISAS

    Kıssalar. Fıkralar. Hikâyeler.
  • KISASEN

    Kısas yoluyla. Öldüren veya yaralayanı eşit şekilde cezalandırarak.
  • KISDE

    (C.: Kusad) Bir şey kırıldığında herbir parçası.
  • KISIM

    (Kısm) Bir parça, bölük, takım, kesim. * Kapalı avucunun alabildiği miktar.
  • KISIR

    Çocuğu olmaz, doğurmaz. * Münbit olmayan ve mahsul alınamayan verimsiz toprak.
  • KISL

    Zayıf kişi.
  • KISLAM

    Isırıcı hayvan.
  • KISMAL

    Kesmek.
  • KISME

    Kırık parçası. * Misvak parçası.
  • KISMEN

    Bir kısım olarak. Bir parça olarak.
  • KISMET

    Bölmek ve ayırmak. Bahşetmek. Taksim etmek. * Fık: Hisse-i şâyiayı, yani, taksim olunmamış maldaki hisseleri sahiplerine tahsis etmektir.
  • KISM-I SÂNİ

    İkinci kısım.
  • KISMÎ

    Bir kısmı, bir parça, bir bölüm.
  • KISRA (KUSÂRE)

    Ekincilerin kesmik dedikleri başakta kalan buğday. Buğday çalkandığında kalbur içinde kalan kaba buğday başları.
  • KISS

    Nasâra tâifesinin ulusu, reisi ve danişmendi. * Bir yerin adı.
  • KISSA

    Fıkra. Hikâye. İbret verici hikâye. Vak'a. Mâcerâ. Rivâyet.
  • KISSAGÛ

    f. Hikâye ve kıssa anlatan.
  • KISSAGÜZÂR

    f. Hikâye anlatan kimse, masal söyliyen kişi.
  • KISSAHÂN

    f. Hikâye söyliyen, kıssa ve masal anlatan.
  • KISSAPERDÂZ

    f. Hikâye düzen kişi. Kıssacı, masalcı.
  • KISSÂT

    (Kıssa. C.) Kıssalar. Hikâyeler.
  • KISSİS

    Keşiş. Papaz. Hristiyan din adamı.
  • KIST

    Pay. Hisse. Nasib. Kısım. Mizan. Rızık. Kısım kısım verilen bir hediyenin, borcun her defada verilen bir parçası. Tartı ve ölçüde doğruluk. Adalet etmek.
  • KISTAS

    Mizan, ölçü. Büyük terazi. Kıyamet günündeki büyük terazi. * Mânevi değer ve kıymet ölçüsü. * En doğru tartan. * Taksit. Taksit ile ödenen şey.
  • KIST-EL YEVM

    Bir aylık maaşın bir güne isâbet eden miktârı. * Çalışılmayan günler için kesilen para.
  • KISTEYN

    İki hisse, iki pay. İki ölçü, iki parça.
  • KISVED

    Kuvvetli, boynu kalın olan kişi.
  • KIŞ'

    (Bak: Kaş')
  • KIŞ'A

    Bulut açılıp dağıldıktan sonra havada geri kalan parça.
  • KIŞA'

    (C.: Kuşu) Hamam süprüntüsü. * Kuru deri. * Deriden olan ev.
  • KIŞ'AME

    Fak dedikleri nesne. * Küçük arı. * Kene.
  • KIŞBAR

    Ağaç parçası.
  • KIŞDE

    Yağın tortusu. * Maymunun dişisi.
  • KIŞLA

    Askerlerin barınmalarına mahsus bina veya yer.
  • KIŞLAK

    Kışın, otundan ve suyundan istifade edilen arazi.
  • KIŞM

    Et. * İç yağı.
  • KIŞR (KIŞIR)

    Kabuk. Dış taraf. * Libâs.
  • KIŞR-I ARZ

    Yer kabuğu.
  • KIŞR-I ŞECER

    Ağaç kabuğu.
  • KIŞRÎ

    Kışra, kabuğa dair. Dış yüce ait ve müteallik. Yüzünden. Derinden ve esastan olmayan. Künhü ve esası olmayan.
  • KIŞŞEBE

    Dişi maymun eniği. * Cüssesi küçük olan kız.
  • KIT'

    (C.: Aktâ-Aktu) Deve palası. * Yük üstüne örttükleri palas. * Gecenin bir miktarı. * Yassı ve büyük olan ok temreni.
  • KIT'A

    (C.: Kıtat) Dünyanın kara parçalarından her biri. * Memleket. Ülke. * Mat: Bir dairenin bir yayı ile onun çapı arasındaki kısım. * Tıb: Kesik organın vücudda kalan parçası. * Ask: Çok kalabalık olmayan askerî kuvvet. * Edb: En az iki beyitten yapılmış manzume parçası. * Bir dönüm araziden az olan yer. * Parça, cüz. Bölük, kısım. * Taraf.
  • KITA'

    Kesme, parçalama, kat etme. * Haram olan şey.
  • KITAAT

    (Kıt'a. C.) Bölümler, cüzler, parçalar. * Büyük kara parçaları. * Askeri birlikler. * Ülkeler, memleketler.
  • KITAB (KUTUB)

    Karıştırmak. * Yüzünü pörtürmek. * Kaşlarını bir yere toplayan.
  • KITADE

    Geven, dikenli ot.
  • KITAF

    Bağdan üzüm kesecek ve ağaçtan yemiş devşirecek vakit.
  • KIT'A-İ CESİME

    Büyük parça.