L Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • LEHCE

    Bir beldenin konuşma şekli, dil. Konuşma tarzı.
  • LEHCEM

    Geniş yol. * Büyük kadeh.
  • LEHD

    Def'etmek, kovmak. * Ağır etmek, ağırlaştırmak.
  • LEHEB

    Ateşin alevlenmesi. Ateş alevi. Havaya yükselen toz.
  • LEHEB SURESİ

    Kur'an-ı Kerim'in 111. suresi olup "Tebbet, Mesed" Suresi de denir. Mekkîdir.
  • LEHEBAN

    Ateşin alevlenmesi.
  • LEHEB-ÜN NÂR

    Ateşin alevi.
  • LEHEF

    Kaybolan bir şeyden dolayı müteessir olup üzülme.
  • LEHESAN

    Susuzluk.
  • LEHEVAT

    (Lehât. C.) Küçük diller.
  • LEHF

    Yok olan şey için hasret çekip üzülmek.
  • LEHFAN

    Kalbi yanık, hasret çeken. Özleyen.
  • LEHHAN

    Okurken çok yanlışlık yapan kimse.
  • LEHİB

    Açık yol.
  • LEHÎB

    Eti az deve, zayıf deve.
  • LEHÎD

    Götürdüğü yük ağır olduğundan eziyet çeken deve.
  • LEHÎDE

    Koyu olan bulamaç.
  • LEHÎF

    (Lehfân) Mahzun, hüzünlü, üzüntülü, kederli.
  • LEHİNDE

    t. Onun faydasına, aleyhinde olmadan. Onun için, iyiliğine.
  • LEHÎRE

    Kısa boylu kötü huylu kadın.
  • LEHİV

    (Lehv) Günahlı, şehevi, nefsâni meşguliyet. Kadınla yabancı erkeğin oynaması. * Eğlence, oyun.
  • LEHK

    şiddet. * Meşakkat, zahmet. * Birbiri içine girmek.
  • LEHLE

    Süst ve zayıf nesne. * Seyrek dokunmuş bez. * Fusaha indinde makbul olmayan şiir ve söz.
  • LEHM

    Bir şeyi hemen yutma.
  • LEHS

    Yalamak.
  • LEHS

    Nefesi kesilip dili dışarı çıkarma.
  • LEHSAN

    Susuz.
  • LEHT

    Bir nevi yürüyüş.
  • LEHT

    Vurmak. * Atmak.
  • LEHT

    f. Bir bütünün cüz'ü. Bir şeyin parçası.
  • LEHT-İ CİĞER

    Ciğerden kopma parça.
  • LEHU

    (Bak: Leh)
  • LEHUM

    Obur, çok yiyici.
  • LEHÜM

    Onlar için. Onlara.
  • LEHÜMA

    (Tesniye) O ikisi için. İkisi hakkında.LEHV : (Bak: Lehiv)
  • LEHVİYYAT

    f. (Lehv. C.) Lehivler, kadınlı erkekli haram eğlenceler, oyunlar. Nefsanî gayr-i meşru oyun ve eğlenceler.
  • LEHZ

    Vurmak. * Dürtmek. * Karıştırmak.
  • LEİM

    Alçak, deni, rezil, zelil, levm edilen. Cimri. * Mayası bozuk ve kötü.
  • LEİMAN

    (Leim. C.) Alçak, zelil ve aşağılık kimseler. Pinti ve cimri insanlar.
  • LEİMANE

    Alçakça. Zelilane bir tarzda.
  • LEİN

    Vallahi eğer.
  • LEK

    f. Ahmak, ebleh, sersem. * Yüzbin. * Kırmızı boya çıkarmaya yarayan bir maden.
  • LEK'

    Vurmak.
  • LEK'

    Isırmak. * Yapışmak. * Kir.
  • LEK (LEKE)

    Sana, senin için, senin hakkında.
  • LEKA'

    (Lek'â) : Yaramaz, hakire kadın.
  • LEKALİK

    Büyük, etli, şişman kadın. * Büyük deve.
  • LEKALİK

    (Laklak. C.) Leylekler.
  • LEKANET

    Zeki ve anlayışlı olma.
  • LEKE

    t. Benek. Kir izi. * Kusur.