Buğz edilmiş. Mebğuz. Nefret edilmiş, sevilmemiş, menfur.
MAKİYAN
f. Tavuk.
MAKK
Yarmak.
MAKL
Suya batırmak. * Nazar etmek, bakmak.
MAKLEB
Kalbetme. Bir şeyin altını üstüne çevirme. * Kalbedilecek, çevrilecek veya değişecek yer.
MAKLETE
Helâk olacak yer.
MAKLU'
Sökülmüş, kökünden çıkarılmış, kal' olunmuş.
MAKLUAN
Sökülerek, kökünden çıkarılmış olarak.
MAKLUB
(Kalb. den) Altı üstüne çevrilmiş, kalbolunmuş. Ters döndürülmüş. Başka şekle sokulmuş. * Harfleri tersinden okunduğu zaman yine aynı olan kelime veya cümle. (Anastas mum satsana cümlesi gibi)
MAKLUBİYET
Ters döndürülmüşlük, altı üstüne getirilmişlik. Maklub olma hâli.
MAKLUD
Fitil gibi bükülmüş olan.
MAKLUM
Yontulmuş ve kesilmiş olan.
MAKLUV (MAKLİYY)
Pişirilmiş kebap.
MAKMAKA
Sözü boğazı içinden söylemek.
MAKMENE
Lâyık ve münâsip olacak yer.
MAKNA'
Kanaat edip râzı olacak yer. * Şâhid, adâlet şâhidi.
Taksim edilmiş, ayrılmış, bölünmüş. * Kısmet, nasib.
MAKSUR
(Kasr. dan) Kasrolunmuş, kısaltılmış, kasılmış, alıkonulmuş. * Mahbus. * Kasrolunmuş nesne. * Gelinin üzerine tutulan duvak. * Gr: Bir kısım arapça kelimelerin sonunda yâ şeklinde yazılan, fakat elif gibi okunan harf. ( : Dâ'vâ) kelimesinde olduğu gibi. Buna, "Elif-i maksura" denir.
MAKSUR
Zoraki, cebren. Elinde ve ihtiyarında olmadan.
MAKSURE
(C.: Makasir) Câmilerde etrafı parmaklıkla çevrilmiş biraz yüksekçe yer.