Fitne ve belâya tutulmuş olan. Âşık. Mecnun. * Cünun. Fitne.
MEFTUNANE
Meftuncasına, kendinden geçmiş olarak, tutkuncasına. Şaşarak, hayrancasına.
MEFTUNİYET
Tutkunluk. Aşıklık.
MEFTUR
Füturlu, kederli, üzgün, bezgin.
MEFTURANE
f. Bitkin bir halde, bezmişcesine.
MEFTURİYET
Bıkkınlık, bitkinlik, bezginlik.
MEFTUT
Ufalanmış, parça parça edilmiş, parçalanmış.
MEF'UL
Yapılan iş. Fâilin eseri. * Gr: Fâilin fiilinin te'sir ettiği şey. "Nuri kitabı okudu" cümlesinde, kitab mef'uldür.
MEF'UL-Ü SARİH
Doğrudan doğruya mef'ul demektir. Bir harf-i cerle ifâde olunmaz. "Nuri dalı kırdı" cümlesinde "dal" mef'ul-ü sarihtir. "Nuri daldan düştü" dersek, bunu arapça ifâde için (min) harf-i cerri ile söyleyebiliriz. İşte böyle harf-i cerle söylenen mef'ullere, "mef'ul-ü gayr-i sarih" denir. Bunlar mef'uldeki harf-i cerlerin adına göre isim alırlar. Meselâ: Mef'ul-ü maa, mef'ul-ü fih, mef'ul-ü leh gibi.
MEFZA'
Korku. Korku yeri. * Sığınacak yer.
MEFZAHA
Rezilliğe ve kepâzeliğe sebebiyet veren şey.
MEFZUL
Üstün gelen. Fazla gelmiş olan.
MEFZUR
Eskimiş. * Parçalanmış.
MEGAD
Bir ot cinsidir, ağaca sarmaşır çıkar; üzüm çubuğundan ince olur ve yaprağı uzun olur.
MEGAFİR
(Miğfer. C.) Miğferler. Eskiden muharebelerde başa giyilen demir başlıklar.