Mescid-i Haram Nebisi meâlinde. Resül-i Ekremin (A.S.M.) bir ismi.
NEBİYYÜ-R RAHMET
Bütün âlemler için Rahmete vesile olduğundan peygamber Efendimiz için söylenmiş bir isimdir.
NEBİYYÜ-T TEVBE
Resül-i Ekremin (A.S.M.) bir ismi. (Ümmetinin tevbelerinin kabul edileceğine işâreten bu isim verilmiştir.)
NEBİZ
(C: Enbize) Hurma şarabı. * Yola bırakılıp atılan çocuk.
NEBK
Yazmak. * Husumet etmek, düşmanlık yapmak. * Düz etmek, düzleştirmek.
NEBL
Ok. Ok hazırlamak.
NEBR
(Nibr) : (C: Enbâr - Nibâr) Keneye benzer bir küçük böcek. * Yukarı kaldırmak, yükseltmek.
NEBRAS
(Nibrâs) (C.: Nebâris) (Süryânice) Kandil. Çıra. Lâmba. * Mc: Nur merkezi.
NEBRE
Demir parçası.
NEBS
Söylemek.
NEBS
Yeri kazma, toprağı kazma. * Eser, nişan.
NEBŞ
Gömülü bir şeyi yerden çıkarma. * Bir şeyi diğer bir şey vasıtasıyla meydana çıkarma.
NEBT
Suyun yerden çıkıp akması.
NEBT
Bitme, yerden çıkma. Meydana gelme. * Ot.
NEBTA
Yanları beyaz olan dişi koyun.
NEBV
Sakız.
NEBVE
(Nebâve) Yüksek yer. * Yükseklik.
NEBVE
Uzaklaşmak. * Ok hedefe varamamak. * Bir yerin havasının mizaca uygun olmaması. * Kılıncın vurulan şeye saplanmayıp geri sıçraması. * Pek çirkin ve kötü suretten gözün kaçması.
NEBZ
(Nebezân) : Damarın hareket etmesi.
NEBZ
Bir kimseyi ayıplamak. Kötü lâkabı takmak, istihzâ etmek. * İhtiyarlık işareti belirmek.
Pisliği hakkında şer'î bir delil mevcut olup hilâfına başka bir delil bulunmayan necasettir. ( Lâşe gibi)
NECASET-İ GAYR-İ MER'İYE
Câmid, bir hacmi olmayan veya bulaştığı yerde görülmeyen herhangi bir pis maddedir. Görünmez halde olan pisliktir. (İdrar gibi)
NECASET-İ HAFİFE
Hanefî mezhebine göre pis olduğuna dair şer'î bir delil mevcud olan şeydir. Diğer bir tabire göre murdar olmadığı rivayet edilen şeydir. (Eti yenen hayvanların bevilleri gibi.) Bedenin veya elbisenin dörtte birinden az miktarı namaza mani olmaz.
NECASET-İ KALİLE
Katı şeylerden ise miskalden; sıvı ise el ayası sahasından geniş olan necaset, namaza mânidir. Bu miktardan fazlası necaset-i galizadır.
NECASET-İ MER'İYE
Hacmi olan veya kuruduktan sonra görünen herhangi bir pis maddedir. (Akmış kan gibi)
NECASETTEN TAHARET
Pislikten temizlenmek. (Bak: Taharet)
NECAŞE
Süratle yürümek, hızlı yürümek.
NECAŞİ (NİCÂŞİ)
Habeş Meliki olan "Eshame" nin lâkabıdır. Kamus Şârihinin dediğine göre, mutlaka bu isim, Habeş Meliklerinin has isimleridir.
NECAT
Kurtuluş, selâmet. * Hırs ve hased. * Yüksek mekân. * Ağaç budağı. * Mantar.
NECATÎ
Kurtulmaya ait, kurtulmakla ilgili.
NECB
Ağaç kabuğunu soymak.
NECCAD
Yorgancı. Yatak, yastık, yorgan gibi şeyler yapan.