N Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • NEŞVAN

    Sarhoş.
  • NEŞVAR

    Davar gevişi.
  • NEŞVAT

    (Neşvet. C.) Keşifler, neş'eler, sevinçler.
  • NEŞVE

    (Nişve - Nüşve) Sevinç, keyif. * Büyümek ve yetişmek. * Koklamak. * Rayiha. * Bir şeyi tekrarlamak. * Mest ve sarhoş olmak. * İyice duyup vâkıf olmak.
  • NEŞVEBAHŞ

    f. Keyif ve neşe veren. Neşelendiren.
  • NEŞVEDÂR

    f. Keyifli, neşeli.
  • NEŞVEGÂH

    f. Neşe ve keyif yeri.
  • NEŞVEMEND

    f. Keyifli, neşeli.
  • NEŞVERÜBA

    f. Neş'e verici.
  • NEŞVET

    Keyif, neşe. Sevinç sarhoşluğu.
  • NEŞVEYAB

    f. Neşeli, keyifli.
  • NEŞZ

    (C.: Enşâz-Nişâz) Yüksek yer.
  • NETA

    (Nütü') Yaranın şişmesi. * Yüksek olmak.
  • NETAİC

    (Netayic) (Netice. C.) Neticeler.
  • NETANE

    Çirkin kokmak, pis kokmak.
  • NETB (NÜTÜB)

    Büyük olmak, gövdeli olmak.
  • NETC

    Doğurmak.
  • NETF

    Kıl yolma.
  • NETG

    Alayla gülmek. * Bir kimseyi ayıplamak.
  • NETH

    Koparmak. * Çıkarmak.
  • NETH

    Terlemek, sızmak.
  • NETİCE

    (C.: Netâic) Son, gaye. Semere, hülâsa. * Döl, evlâd.
  • NETİCEBAHŞ

    f. Neticelendiren, sonuçlandıran. Netice veren.
  • NETİCE-İ HAYAT

    Hayatın neticesi ve gayesi.
  • NETİCE-İ HİLKAT

    Yaratılışın sonu, gayesi. Yaratılmanın neticesi.
  • NETİCE-İ KELÂM

    Sözün kısası.
  • NETİCE-İ MA'KÛSE

    Aksi netice, ters netice.
  • NETİCEPEZİR

    f. Son bulmuş, neticelenmiş.
  • NETK

    Atmak. * Yüzmek. * Kendine çekmek, cezbetmek. * Depretmek, silkmek, harekete geçirmek. * Oğlu ve kızı çok olmak.
  • NETK

    Bir şeyi şiddetle çekmek ve cezbetmek.
  • NETL (NETEL)

    Önüne çekmek. * Deve kuşu yumurtasının içini su ile doldurup bir yere gömmek.
  • NETN

    Fena kokmak. Kötü, kerih koku.
  • NETNUN

    Bir ağaç cinsi.
  • NETR

    Cezbetmek, kendine çekmek. * Taan etmek, çekiştirmek. * Bozulmak, fâsid ve zâyi olmak.
  • NETS

    Deri yüzmek. * Bir şeyin yerinden ayrılması.
  • NETŞ

    Çıkarmak. * Yolmak.
  • NETUC

    Çıkma. *Ağaç posası.
  • NEUR

    Çivit.
  • NEUZÜ

    Sığınırız meâlinde fiil.
  • NEUZÜ-BİLLÂH

    Allah'a sığınırız, Allah korusun.
  • NEV

    f. Yeni, tâze, cedid. Son zamanda çıkmış.
  • NEV'

    Çeşit, sınıf, cins. * Taleb etmek. Meyletmek, eğilmek. İki yana sallanmak.
  • NEVA

    f. Ahenk, ses, güzel sadâ, nağme, avaz. * Musikide bir makam ismi. * İntizamlı hâl. * Azık, zahire, rızık.
  • NEVA

    Bir yerden bir yere nakletmek. * Hıfzetmek, korumak. * Sohbet etmek.
  • NEVABIZ

    (Nâbıza. C.) Nabız damarları.
  • NEVABİG

    (Nâbiga. C.) Şerefli ve ulu kimseler. * Sonradan şâir olan kişiler.
  • NEVABİT

    (Nabite. C.) Nebatlar. Bitkiler. * İmar ve ihdas. * Dünya ahvâlinden habersiz. * Taze, genç kimse.
  • NEVACİZ

    (Nâciz. C.) Azı dişlerinin arkasındaki altlı üstlü bulunan dişler.
  • NEVAD

    f. Zarar, ziyan, hasar. * Mahzen. * Dil.
  • NEVADE

    Torun.