f. "Örten, giyen, giyinmiş" mânasına birleşik kelimeler yapılır. * Örtü, elbise, zırh.
PUŞE
(Bak: Puşide)
PUŞENDE
f. Örten. Örtücü.
PUŞENDE-İ HATÂ
Ayıp örten.
PUŞİDE
(Puşe) f. Örtülmüş. * Örtü. * Örtülü, gizli.
PUŞİDE-ÇEŞM
f. Örtünecek, giyilecek şey. * Örtü.
PUŞİDENÎ
f. Örtünecek, giyilecek şey. Örtü.
PUŞİDE-RAZ
f. Sırrı gizli.
PUŞİŞ
f. Örtecek şey. Örtü.
PUT
Allah'tan başka tapılan herşey. * Heykel. Sanem. Kendisinden medet beklenen veya lâyık olmadığı hürmet kendine yapılan maddi mânevi resim, heykel ve her çeşit cisim.
PUTE
Silâh veya ok atışlarında dikilen nişan tahtası. * İçinde mâden eritilen tava.
PUT-PEREST
f. Allah'tan başka şeyleri ilâh kabul eden, puta inanıp ona ibâdet eden. Puta tapan. (Bak:Büt-Perest)
PUYA(N)
f. Koşan. Seğirten.
PUYAN OLMAK
Koşmak. Batmak. Dalmak.
PUYE
f. Koşma, seğirtme.
PUYEGER
f. Koşucu.
PUYENDE
f. Koşan. Seğirtici. Koşucu.
PUZEN
f. Nadas edilmiş, sürülmüş tarla.
PUZİNE
f. Maymun.
PUZİŞ
f. Özür, mâzeret.
PÜL
f. Köprü.
PÜLPÜL
f. Karabiber.
PÜNÇÜŞK
f. Serçe.
PÜR
f. Çok, dolu, çok fazla, memlu, tekrar (mânâlarına gelir, birleşik kelimeler yapılır) *Sâhib, mâlik.
PÜR-ÂMÂL
İstek ve emellerle dolu.
PÜR-ÂTEŞ Ü HEVL
Ateş ve korku dolu.
PÜR-BÂD
f. Kibirli. * Çok rüzgârlı.
PÜR-BİM
f. Korkmuş.
PÜR-ÇİN
f. Çok buruşuk, çok bükülmüş ve karışık.
PÜR-DİL
(C: Pür-dilân) f. Yürekli, cesur.
PÜR-DİLÂN
(Pür-dil. C.) f. Cesurlar, yürekli kimseler.
PÜR-DUD
f. Çok tüten, çok dumanlı.
PÜR-EMVÂT
Ölüler dolu.
PÜR-ENVÂR
(Pür-nur) Çok parlak, çok nurlu.
PÜR-FER
f. Çok parlak. Çok aydınlık.
PÜR-GAZAB
f. Çok kızgın ve hırslı.
PÜR-GÛ
f. Çok söyliyen, çok konuşan.
PÜR-GUBÂR
f. Çok tozlu. Toz içinde.
PÜR-HÂNDE
Neş'e dolu, çok gülme ve sevinç dolu. Sevinçli, neşeli.