R Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • RENCİDEHÂTIR

    f. Gücenmiş, hatırı kırılmış.
  • RENCİŞ

    f. Sızlanış, inciniş, eziyet ve sıkıntı veriş. Keder.
  • RENCUR

    f. İncinmiş. Sıkıntılı, rahatsız, dertli, hasta.
  • RENCURÎ

    f. Dertlilik, rahatsızlık, hastalık. İncinmiş olma.
  • REND

    Mersin ve defne ağaçları.
  • RENDE

    f. Tahtaların yüzlerini pürüzlerden kurtarıp dümdüz etmek için marangozların kullandıkları âlet. * Mutfakta peynir, soğan, havuç gibi şeyleri ufalamak için kullanılan tenekeden veya ona benzer maddelerden yapılan âlet.
  • RENDELEMEK

    Pürüzlerini gidermek. Rende ile düzlemek, pürüzlü yerlerini kazımak. Rende ile ufalamak.
  • RENDİDE

    f. Rendelenmiş, ufalanmış.
  • RENEM

    Avaz, ses, savt. * Ayrılmak.
  • RENEVNA

    Dâim sâkin olmak, devamlı durmak.
  • RENF

    (Davar) zayıflığından kulaklarını sarkıtmak.
  • RENG

    f. Renk, levn. * Suret, şekil. * Oyun, hile, dalavere.
  • RENG Ü BU

    Renk ve koku.
  • RENG-AMİZ

    f. Renk renk, çeşitli renkli.
  • RENGÂRENG

    f. Renkli, çeşit çeşit.
  • RENG-AVER

    f. Dalavereci, hilekâr.
  • RENGİN

    f. Renkli, boyalı. Parlak. Hoş. Süslü. Mülevven. Lâtif.
  • RENİM

    Türkü söylemek.
  • RENİN

    Bağırma, haykırma. * İnleme, inilti.
  • RENK

    Bulanık su.
  • RENNA'

    Devamlı kadınlara bakan kimse.
  • RENNAN

    Çok ses çıkaran, inleyip duran. Çınlıyan.
  • RENNE (RİNNE)

    Avaz, ses, savt.
  • RENV

    Bakma hususunda mübâlağa etmek.
  • RE'REE

    Gözü tez tez döndürmek. * Koyun çağırmak.
  • RES

    f. (Residen: Erişmek mastarının emir köküdür.) "Ulaşan, erişen, yetişen" mânasına gelir ve birleşik kelimeler yapılır.
  • RE'S

    Baş, kafa. * Tepe. Uç. * Başlangıç. * Reis.
  • RESA

    f. Yetişen, erişen. Yetiştiren.
  • RE'SA

    Başı ve yüzü siyah olan koyun.
  • RESA'

    Şiddetli hırs.
  • RESA'

    Tatlı sütü ekşi yoğurtla karıştırmak. (O yapılan yemeğe "resise" derler.)
  • RESAE

    Ölünün üzerine ağlayıp, onun iyiliklerini saymak.
  • RESAG

    Devenin ayaklarında olan gevşeklik.
  • RESAİL

    (Risale. C.) Risaleler, bir mevzuda yazılan mektuplar veya küçük kitaplar. * Dergiler, mecmualar.
  • RESAİL-ÜN NUR

    Nur Risaleleri. (Bak: Risale-i Nur)
  • RESALET

    Saçı salıverme. * Deveyi eşkin yürütme. (Bak: Risalet)
  • RESAN

    Ulaştırı yağan yağmur.
  • RESAN

    f. (Residen mastarından) "Yetişenler, ulaşanlar, getirenler" mânalarına gelerek birleşik kelimeler yapılır.
  • RESANE

    f. Teessüf. * Hasret.
  • RESANEHÂR

    f. Hasret çekici.
  • RESANENDE

    f. Ulaştırıcı, getirici.
  • RESANET

    (Bak: Rasanet)
  • RESAS

    (Bak: Rasas)
  • RESASET

    Eskilik, köhnelik. Yıpranmış olma.
  • RESATİK

    (Rustâk. C.) Köyler, çiftlikler.
  • RESD

    Eşyaları birbiri üstüne yığmak.
  • RESED

    Ev eşyası.
  • RESED

    f. Lâyık, şâyan, şâyeste.
  • RESEL

    (C.: Ersâl) Deve ve koyun sürüsü. Topluluk, cemaat.
  • RESEM

    Atın üst dudağında olan beyazlık.