(C.: Erhüt-Erhât-Erâhit) Cemaat, kalabalık. * Kavim, kabile. * Ondan az olan adamlar. * Göbekle diz arası miktarı deri. (Hayızlı avretler giyerler)
REHV(E)
(C.: Rahâ) Yüksek mekân, yüksek yer. * Alçak, çukur yer, (içinde su toplanır) * Mahalle içinde, yağmur suyu ve çeşme suyu akan ark. * Üveyik kuşu. * Arası açılmış ve ayrılmış.
REHVAC
Kebabı iyi pişirmek.
REHVECE
Sür'atle gitmek.
REHYAB
f. Yolunu bulabilen, girebilen.
REHYAT
Acizlik. * Zayıflık, süstlük. * Bir dengi birinden ağır etmek.
REHZ
Hareket etmek.
REHZEN
f. Yol kesen, haydut, eşkiya.
REİM
(C.: Arâm) Beyaz geyik.
REİS
Baş, başkan.
REİS-İ ÂLEM
Âlemin reisi. Hazret-i Muhammed'in (A.S.M.) bir ismi. (Bak: Mefhar-ı Kâinat)
REİS-İ KABİLE
Kabile reisi.
REİS-İ VÜKELÂ
Vekillerin başı. Başvekil. Başbakan.
REİS-ÜL KÜTTAB
Eskiden Hâriciye Nâzırı, Dışişleri Bakanı.
REJİM
Fr. Bir devletin sevk ve idare usulü, yolu. * Tıb: Hastanın tedavisinde tatbik edilen gıdalandırma yolu. Perhiz.
REKABET
Kıskanmak. * Hıfzetmek. * Gözetmek. * Terakkub üzere olmak, başkalarından ileri geçmeğe çalışmak, benzerleriyle üstünlük yarışına çıkmak. * Kendi işini yürütmeğe çalışmak.
REKAİK
(Rakik. C.) İnce ve nâzik olan şeyler.
REKAKET
Kekeleme, dil tutukluğu. * Sözün kusurlu oluşu. Belagattan mahrum olmak. * Zayıf ve ince olmak, yufka olmak. * El ile cismin hacmi ve cüssesini anlamak için yoklamak. * Gevşeklik, zayıflık, dermansızlık.
REKAM
Birbiri üstüne kat kat yığılmış nesne.
REKANET
Vakarlılık, ağırbaşlılık.
REK'AT
(Rik'ât) Huzur-u İlâhîde beli eğip yüzü üzeri kapanmak. * Bir kıyam, bir rüku' ve iki secdeden ibaret olan namazın bir rüknü.
REK'ATEYN
İki rekât.
REK'AT-I SÂNİYE
İkinci rekât.
REK'AT-I ULÂ
Birinci rekât.
REKB
Atlılar alayı, süvari takımı. * Diz ile vurmak. Dizi vurmak.
REKD
Kımıldamamak, durgun olmak.
REKEAT
(Rek'at. C.) Rekâtlar.
REKEB
(C.: Erkâb) Kasığın kıl bittiği yeri.
REKİK
Dili tutuk, kusurlu, peltek. * Rey ve idraki zayıf olan. * Gayret ve namusu olmayan. * Zayıf, kuvvetsiz.
REKİK-ÜL LİSÂN
Dili tutuk. Peltek. Kekeme.
REKİN
Yüce, yüksek, âli. * Ağırbaşlı, ciddi, vakarlı.
REKİZ
(Rekz. den) Sağlam. * Gizli, gömülü define.
REKK
İlzâm etmek, susturmak. * Birbiri üstüne bırakmak.