Ş Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • ŞEBAM

    Anasını emmesin diye kuzu ve oğlak ağzına takılan ağaç ağızlık. * Araptan bir kabile.
  • ŞEBAMAN

    Paça bağı.
  • ŞEBAN

    (şeb. C.) f. Geceler.
  • ŞEB'AN

    Karnı doymuş, tok. * Emin.
  • ŞEBANE

    f. Geceye ait. Gece ile alâkalı. Gece vakti olan. Gecelik.
  • ŞEBANGAH

    f. Gece vakti, geceleyin. * Gecelenecek yer.
  • ŞEBANRUZ

    f. 24 saatlik zaman. "Gece gündüz".
  • ŞEBAT

    (C.: şebâ-şebevât) Tezlik, çabukluk. * Cihet, yön, taraf.
  • ŞEBB

    Meşhur taş. * Ateş yakmak. * Cenk koparmak, kavga çıkarmak.
  • ŞEBBAKE

    (C.: şebâbik) Birbirine girmiş nesne.
  • ŞEBBE

    Genç kadın.
  • ŞEBE

    Bakırla çinko madeninden yapılan pirinç. * Benzeme, müşabehet.
  • ŞEBEB

    Üç yaşına girip dişleri tamamlanmış olan sığır.
  • ŞEBEC

    Ovanın ve sahranın bir miktarı.
  • ŞEBEFRUZ

    (Şeb-efruz) f. Gece vakti ışık veren. Geceyi aydınlatan.
  • ŞEBEH

    (C.: Eşbâh) Karaltı. * Şahıs. * Ceset.
  • ŞEBEH

    (Şibih) Benzer, nazir, benzeyen şey. * Bakır ile çinkodan karıştırılıp yapılan pirinç madeni.
  • ŞEBEKE (ŞEBİKE)

    Balık ağı. * Kötü niyetle çalışan gizli topluluk. * Kafes şeklinde olan yer. * Hüviyet sureti. * Ağ gibi yapılmış ve gerilmiş hat ve yolların tamamı. * Ağ şeklinde olan nesiçler, dokular.
  • ŞEBEM

    Soğukluk.
  • ŞEBENGİZ

    (Şeb-engiz) f. Yarasa kuşu.
  • ŞEBET

    (Bak: şâbet)
  • ŞEBGERD

    (şeb-gerd) f. Gece dolaşan kol. Bekçi. * Ay, kamer.
  • ŞEBGİR

    (Şeb-gir) f. Geceleyin uyumayan. * Sabah vakti. * Gece giden kervan.
  • ŞEBGUN

    f. "Gece renkli" Kara, siyah.
  • ŞEBH

    Süt sağarken çıkan ses.
  • ŞEBH

    Çekmek. * Muhkem etmek, sağlamlaştırmak.
  • ŞEBHAN

    f. Geceleyin öten bir cins bülbül.
  • ŞEBHAN

    Uzun, tavil.
  • ŞEBHİZ

    (C.: Şebhizân) f. Geceleri uyanıp kalkarak iş gören.
  • ŞEBHUN

    (Şeb-hun) f. Gece baskını.
  • ŞEB-İ ARUS

    Düğün gecesi. * Mc: Mevlana'nın vefat ettiği gece.
  • ŞEB-İ FİRKAT

    f. Ayrılık gecesi, firkat karanlığı.
  • ŞEB-İ HİCRAN

    Ayrılıkla geçirilen gece. Hicran gecesi.
  • ŞEB-İ YELDA

    f. En uzun gece.
  • ŞEBİB

    Bıçak üstüne sürçmek.
  • ŞEBİBE

    Gençlik. Yiğitlik.
  • ŞEBİH

    (Şibh. den) Benzer, benzeyen, mümasil, nazir.
  • ŞEBİHUN

    f. Gece baskını. Şebhun.
  • ŞEBİKE

    f. Kötü niyetle çalışan gizli topluluk. * Balık ağı. * Batı taraflarında Arapların kullandıkları hasırdan örülmüş bir cins başlık. (Bak: Şebeke)
  • ŞEBİSTAN

    f. Yatak odası. * Harem dairesi. * Gece ibadetine mahsus oda.
  • ŞEBİT

    Bahadır, kahraman, yiğit.
  • ŞEBK

    Karıştırmak.
  • ŞEBNEM

    f. Çiğ. Rutubet. Gece nemi. Neda.
  • ŞEBPERE

    f. Yarasa.
  • ŞEBPEREST

    (Şeb-perest) f. Geceye ve rü'yaya ve uykuya fazla kıymet veren.
  • ŞEBR

    Karışlamak. * Hediye vermek, atâ etmek. * Ücret. * Kira.
  • ŞEBRENG

    f. "Gece renginde olan" Siyah, kara.
  • ŞEBREV

    (Şeb-rev) f. Gece giden. Karanlıkta yürüyen. Gece yolculuğu eden.
  • ŞEBTAB

    (Şeb-tâb) f. Ateş böceği.
  • ŞEBUR

    Boru.