T Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • TURFE-KÂR

    f. Garip şeylerle uğraşan. Şaşılacak şeyler yapan.
  • TURGUL

    Çil kuşuna benzer bir kuş.
  • TURHAN

    Rum subaylarından beş bin neferin zâbiti (On bin olsa "patrik" derler.)
  • TURKA

    Bir kere.
  • TURMUK

    Yarasa kuşu.
  • TURMUS

    Zayıf. * Kül içinde pişen ekmek.
  • TURRA

    (Tuğra) Mühür. Pâdişah damgası. Pâdişahın imzası. * Kumaşın etrafındaki nişan ve işaret. Kumaşta ipekten çevrilen kenar. * Herşeyin ucu ve kenarı. * Alındaki saç. Tura.
  • TURS

    Kuvvet.
  • TURSUS (TURSUN)

    (C.: Tarâsis) Kalkan denilen dikenli ot.
  • TURŞ

    f. Ekşi, hâmız.
  • TURTUBE

    Akçe.
  • TURTUR

    Uzun boylu ince adam.
  • TURU'

    Bir yerden bir yere gitmek. * Sonradan olmak.
  • TUR-U SİNA

    (Bak: Sina)
  • TURUH

    Uzun.
  • TURUK

    (Tarîk. C.) Yollar, tarikler. Meslekler. Usuller. * Aygırlanmak.
  • TURUK

    Geceleyin eve gelmek.
  • TURUK-U HAFİYYE

    Gizli tarikler, yollar, tarikatlar. Gizli zikir yapan tarikatlar.
  • TURUR

    Düşürmek.
  • TURUŞ

    f. Ekşi.
  • TUS

    Tabiat. * Asıl.
  • TUSEN

    f. Serkeş ve sert at.
  • TUSU'

    Dokuz bölükte bir bölük.
  • TUŞE

    f. Azık. Ölmeyecek kadar yenecek şey.
  • TUŞE-İ RÂH

    Yol azığı, yol yiyeceği.
  • TUT

    f. Dut.
  • TUTANAK

    (Bak: Zabıt)
  • TUTİ

    Dudu kuşu. Papağan. İşittiği sözleri ezberleyip, insan sesi taklidini yapan ve söyleyen bir kuş.
  • TUTİYA

    Çinko.
  • TUTU

    Çinko.
  • TU'TU

    Söylerken duraklamak.
  • TUTUK

    Örtü, perde, peçe.
  • TUUM

    (Taam. C.) Taamlar, yemekler. * Lezzetler, tadlar, zevkler.
  • TUVA

    Övünmüş, senâ edilmiş şey. * Tur-i Sina dağı eteğinde bir vâdinin adı. * Örülmüş kuyu.
  • TUVAL

    Uzun.
  • TUVAN

    f. Güç, kuvvet.
  • TUVAR

    Evin çevre yanı.
  • TUVEYRAT

    Kuşçuklar, küçük kuşlar.
  • TUVEYS

    Küçük tavus kuşu.
  • TUVMAR

    (C.: Tevâmir) Uzun dürülmüş nesne.
  • TUVT

    Lüle ağzına takılan pamuk parçası. * Pamuk. * Uzun.
  • TUVVEL

    Ayakları uzun olan bir cins su kuşu.
  • TUYUF

    (Tayf. C.) Korkudan dolayı karanlıkta görünen hayâller. * Uykuda iken görünen hayâller.
  • TUYUR

    Birbiri ardınca iade etmek, peşpeşe geri çevirmek. Tekrarlamak.
  • TUYUR

    (Tayr. C.) Kuşlar.
  • TÜBBA'

    Hz. Muhammed'in (A.S.M.) bi'setten evvel geleceğini haber veren ve şiiri ile imanını ilân eden bir Yemen Meliki. * Câhiliyetten evvel Yemen Padişahlarının nâmı. * Bir kuş cinsi.
  • TÜBBAN

    Güreşçilerin donu.
  • TÜBBET

    Bir yerin adı. (İyi miskler ona nisbet olunup "Misk-i Tübbetî" derler)
  • TÜCAH

    (Tecâh-Ticâh) Karşı taraf, karşı yön.
  • TÜCCAR

    (Tâcir. C.) Tacirler, satıcılar. Ticaret yapanlar.