(Hâl. den) Birinden diğerine geçmek. Tebdil olunmak, değişmek. Dönmek. Bir hâlden başka bir hâle geçmek.
TAHAVVÜLÂT
(Tahavvül. C.) Tahavvüller. Değişmeler.
TAHAVVÜLÂT-I KÜLLİYE
Büyük değişiklikler.
TAHAVVÜLÂT-I ZERRAT
Zerrelerin tahavvülü.(Tahavvülât-ı zerrat, Nakkaş-ı Ezelî'nin kalem-i kudreti, kitab-ı kâinatta yazdığı âyât-ı tekviniyenin hengâmındaki ihtizazatı ve cevelânıdır. Yoksa; maddiyyun ve tabiiyyunların tevehhüm ettikleri gibi tesadüf oyuncağı ve karışık, mânasız bir hareket değildir. Çünkü; bütün mevcudat gibi zerreler ve her bir zerre, mebde-i hareketinde "Bismillah" der. Çünkü nihayetsiz, kuvvetinden fazla yükleri kaldırır. Ve buğday dânesi kadar bir çekirdeğin koca bir çam ağacı gibi bir yükü omuzuna alması gibi... Hem vazifesinin hitamında "Elhamdülillah" der. Çünkü: Bütün ukulü hayrette bırakan hikmetli bir cemâl-i san'at, faydalı bir hüsn-ü nakş göstererek Sâni-i Zülcelâl'in medâyihine bir kaside-i medhiye gibi bir eser gösterir. Meselâ: Nar ve mısıra dikkat et. S.)
TAHAVVÜN
Eksilmek. * Ziyafet vermek. * Söz vermek, ahdetmek.
TAHAVVÜR
Tezlik, acelecilik.
TAHAVVÜS
Bahadırlık, kahramanlık. * Sefer niyyetiyle bir yerde durmak.
TAHAYYÜL
(C.: Tahayyülât) Hayale getirmek. Hayalde canlandırmak. Fikir kurmak. (Bak: Dimağ)