T Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • TARAH

    (C.: Etrâh) Tasa, keder, hüzün, melâlet.
  • TARAH

    Uzak mekân.
  • TARAHHUM

    (Bak: Terahhum)
  • TARAİF

    (Tarife. C.) Az bulunur şeyler.
  • TARAİK

    (Tarikat. C.) Tarikatlar, meslekler.
  • TARAK

    Bulutların bir yere toplanması. * Aynı cinsten olan şeylerden bazısı bazısının üstünde olması.
  • TARAN

    f. Karanlık.
  • TARANCİBİN

    Kudret helvası.
  • TARARET

    Semizlik, besililik, şişmanlık.
  • TARAS

    İzdihamlık, çok kalabalık.
  • TARASRUS

    Katı olmak, şiddetlilik. * Sağlam olmak.
  • TARASSUD

    Bir şeyi çok dikkat ederek gözetleme. İntizar üzere olma. Gözetleme.
  • TARASSUDÂT

    (Tarassud. C.) Gözlemler, tarassutlar, gözetlemeler.
  • TARAT

    f. Çapul, yağma, talan.
  • TARATUN

    Fârisî dilince söyleşmek. Farsça konuşmak.
  • TARAVET

    Tazelik. Körpelik.
  • TARAVET-DÂR

    (Terâvettar) f. Tâzece, eskimemiş, tâze.
  • TARAYYUH

    Zayıflık, süstlük.
  • TARAZİ

    Hoşnutlaşmak.
  • TARAZRUZ

    (Taş) Parça parça olmak.
  • TARAZÜM

    Üzümü ekmekle yemek.
  • TARD

    Sürme, kovma, uzaklaştırma. * Mektebden veya vazifeden uzaklaştırma. Hizmetten çıkarma.
  • TARDETMEK

    Kovmak, def etmek, uzaklaştırmak.
  • TARDİN

    Kaftana yen etmek.
  • TARDİYE

    Red olundurmak.
  • TARDİYE

    Allah râzı olsun demek. (Bak: Tarziye)
  • TARE

    Defa, kerre.
  • TARED

    Irak etmek, uzaklaştırmak. * Sürüp reddetmek.
  • TAREK

    f. Tepe. Başın tepesi.
  • TAREM

    Dam, kubbe, künbet. Sakf. Satıh.
  • TAREŞ

    Sağırlık.
  • TARETEN

    Bir kere veya bazı defa.
  • TÂRETEN UHRÂ

    Bir kere daha, başka bir kere daha.
  • TAREYAN

    Oluverme, geliverme, birdenbire çıkma.
  • TARF

    Göz, bakış, nazar. Göz ucu. * Soyu temiz kimse. * Her şeyin nihayeti, sonu. * Göz kapaklarını yummak veya oynatmak. * Göze bir şey dokundurmakla yaşartmak. * Koz: Menazil-i Kamer'den bir menzil adı. (Kamer menzillerinden birisinde aslanın alnını teşkil eden dört yıldızdan ikisi aslan gözüne benzetildiğinden bu menzile de "Tarf" denilmiştir. Bu iki yıldız daha evvel doğarlar.)
  • TARFA

    Ilgın ağacı.
  • TARFE

    Göz kapağının bir defa kapanıp açılması. * Göz kırpmak. * Bir yıldız ismi. * Ayın bir menzili.
  • TARFES

    Kum yığını.
  • TARFET-ÜL AYN

    Göz kapağının bir kere açılıp kapanması kadar geçen kısa ân.
  • TARH

    Uzaklaştırmak. * Vaz' etmek. * İndirmek. * Bırakmak, elinden atmak. * Yerleştirmek. * Temel bırakmak. * Mat: Çıkarma.
  • TARH-EFGEN

    f. Düzenleyen, kuran, tertib eden. * Temel kuran, bina yapan.
  • TARH-ENDAZ

    f. Temel atan. Düzenleyen, tertib eden.
  • TARH-I ESAS

    Temel atmak.
  • TARHİB

    Merhaba demek.
  • TARHUN

    (C.: Tarâhin) Tarhun otu.
  • TÂR-I ANKEBUT

    Örümcek ağı.
  • TÂR-I ZÜLF

    Saç teli.
  • TÂRIK

    Gece gelen kimse. * Zulmette hâsıl olan belâ ve musibetler. * Parlak yıldız. * Sabah yıldızı. (Zühre)
  • TÂRIK SURESİ

    Kur'an-ı Kerim'in 86. Suresinin ismidir. Mekkîdir.
  • TARIM (TARİME)

    (C.: Tıram) Kara çadır.