T Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • TASARRUFAN

    Tasarruf ve tutum gayesiyle. İktisad maksadıyla.
  • TASARRUFÂT

    (Tasarruf. C.) Tasarruflar.
  • TASARRUH

    Şiddetle çağırmak.
  • TASARRUM

    Cesaretlenme, yiğitlenme. * Kesilmek.
  • TASARU'

    Birbiriyle güreşmek.
  • TASARUM

    Birbirini kesmek.
  • TASA'SU'

    Deprenmek, hareket etmek. * Perakende olmak, dağılmak.
  • TASA'UB

    Güçleşme. Güç olma.
  • TASA'UD

    (Suud. dan) Yukarı çıkma. * (Gaz veya buhar) yükselme.
  • TASAVİR

    (Tasvir. C.) Tasvirler, resimler.
  • TASAVÜL

    Karşılıklı hamle etmek.
  • TASAVÜN

    Hıfzetmek, korumak.
  • TASAVVU'

    Ayrılmak, perâkende olmak.
  • TASAVVUF

    Kalbi dünyanın fâni işlerinden ayırıp Allah (C.C.) sevgisi ile bağlamak. Tarikat ehli olmak. (Bak: Tarikat)(İmam-ı Gazalî, İmam-ı Rabbanî gibi muhakkıkin-i ehl-i tarikat derler ki: "Birtek Sünnet-i Seniyyeye ittiba' noktasında hâsıl olan makbuliyet, yüz âdâb ve nevâfil-i hususiyeden gelemez! Bir farz, bin sünnete müreccah olduğu gibi; bir Sünnet-i Seniyye dahi, bin âdâb-ı tasavvufa müreccahtır!" demişler. M.)
  • TASAVVUFÎ

    Tasavvufla alâkalı. Tasavvufa ait.
  • TASAVVUH

    Yaş otun üstü sıcaktan kurumak.
  • TASAVVUR

    Bir şeyi zihinde şekillendirmek. Tasarlamak. * Düşünce, tasarı. Arzu. (Bak: Dimağ)
  • TASAVVURAT

    (Tasavvur. C.) Tasavvurlar.
  • TASAVVURÎ

    Tasavvurla alâkalı. Tasavvura ait.
  • TASAVVUR-U ŞAHSÎ

    şahsî düşünce. şahsa ait tasavvur. (Bak: Himmet)
  • TASAVVÜN

    Kendini sakınmak.
  • TASAYKUL

    Pürüzsüzlük.
  • TASAYUH

    Birbirine çağırmak.
  • TASAYYUD

    (Sayd. dan) Ava gitme. Avlanma. Ava çıkma.
  • TASAYYUF

    (Sayf. dan) Yazlıkta oturma, yazlama, bir yerde yaz mevsimini geçirme.
  • TASBİH

    Rüzgârdan dolayı otun kuruması. * Sütü su ile karıştırıp içirmek.
  • TASDİ'

    Rahatsız etmek. Sıkmak. Baş ağrıtmak. * Yarmak. * Perâkende etmek, dağıtmak.
  • TASDİK

    Doğruluğunu kabul etmek. Bir kararın nizama, şeriata, kanuna uygun olduğunu kabul edip imzalamak. (Bak: Dimağ)
  • TASDİKAN

    Tasdik için. Tasdik suretiyle.
  • TASDİKAT

    (Tasdik. C.) (Ka, uzun okunur) Tasdikler, onaylamalar, doğrulamalar.
  • TASDİKGERDE

    Kabul edilmiş, tasdik edilmiş. Doğru olduğu bilinmiş.
  • TASDİM

    Tokuşmak.
  • TASDİR

    İcra etme. Vaz' etme. * Başlama. * Başlangıç yazma. * Örtme. * Başa geçirme, başa koyma. * Yazma. * Çıkarma, çıkartma.
  • TASDİYE

    Alkış. El çırpma. (Sadadan veya saddan me'huz olarak ses çıkartmak veya vazgeçirtmek demektir ki, bu iki itibar ile birini çağırmak veya eğlenip oynamak gibi herhangi bir maksadla el vurmaktır.) (E.T.)
  • TASE

    f. Tasa, keder, kaygı.
  • TASEL

    Serabın uzaktan su gibi görünmesi.
  • TA'SENE

    Ahlâkı yaramaz kadın. * Çok, kesir.
  • TASFİD

    Muhkem ve sağlam bağlamak.
  • TASFİF

    (C.: Tasfifât) (Saff. dan) Sıralama, saf saf dizme. * Sağ elinin ayasını sol elinin arkasına vurmak.
  • TASFİH

    (Safh. dan) (C.: Tasfihât) Alkışlama, el çırpma. * Yaprak yapma. * Tağyir etme, değiştirme.
  • TASFİK

    (C.: Tasfikat) Kanat çırpma.
  • TASFİK-İ ESNAN

    Soğuktan dişlerin birbirine çarpması.
  • TASFİR

    (C.: Tasfirât) (Safir. den) Sarartma, sarıya boyama. * Islık çalma.
  • TASFİYE

    Saflaştırmak. Olduğundan daha temiz bir hâle getirmek. Temizlemek. * Hesabı kapatmak.
  • TASFİYE-İ KALB

    Kalbini temizleme, yüreğini temizleme.
  • TASGİR

    Küçültmek. Cirm ve kadrini eksiltmek. Hakir eylemek.
  • TASGİRÂT

    (Tasgir. C.) Küçültmeler.
  • TASHİF

    (C.: Tashifât) Yanılarak yanlış kelime yazma. Yazı yazarken kelimeyi yanlış yazma. * Hatâ yapma. * Tağyir etme, değiştirme.
  • TASHİH

    Daha iyi ve daha doğru hale getirmek. Düzeltmek. * Hastanın ağrı ve acısını ilâçla gidermek.
  • TASHİHÂT

    (Tashih. C.) Düzeltmeler, tashihler.