T Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • TATHİRÂT

    (Tathir. C.) Temizlikler.
  • TA'TİF

    Şefkat uyandırmak. Acındırmak.
  • TA'TİK

    Eskitmek.
  • TA'TİL

    Çalışmağa ara vermek. Çalışmayı durdurmak. İzine başlamak. * Kesmek. * Muattal bırakmak. * Ziynetsiz etmek, süssüz yapmak. * Allah'ın sıfatlarını inkâr eden felsefecilerin mesleği.(İ'lem eyyühel aziz! Enaniyetten neş'et eden şirk-i hafi katılaştığı zaman esbab şirkine inkılâb eder. Bu da devam ederse küfre tahavvül eder. Bu dahi devam ederse, ta'tile, yâni Hâliksızlığa incirar eder. El-iyâzü billah. M.N.)
  • TA'TİR

    Dizmek.
  • TA'TİR

    (Itr. dan) Güzel koku ile kokulandırma.
  • TAT'İR

    Sütü yoğurt yapmak.
  • TA'TİS

    (Atse. den) Aksırtma, aksırtılma.
  • TA'TİŞ

    Susatma, susatılma.
  • TATLİK

    Boşamak. Karısını terk edip nikâhını feshetmek.
  • TATLİM

    Yüzüne eliyle vurmak.
  • TATMİ'

    Tamâ vermek.
  • TATMİN

    İkna etmek. Kandırmak. * İnsanın kalbini emin etmek. Rahatlandırmak.
  • TATRİB

    Zevklendirme, neşelendirme, keyiflendirme.
  • TATRİD

    Reddetmek.
  • TATRİH

    Bırakmak.
  • TATRİK

    Kuşun yumurtalamaya, kadının doğum yapmağa yakın olması.
  • TATRİM

    Tamamlamak. * Ata tâlim ettirip hünerli ve iyi huylu yapmak.
  • TATRİR

    Keskin etmek, keskinleştirmek.
  • TATRİZ

    Elbiseye veya kumaşa süs için kenar işleme, oya yapmak.
  • TATURE

    f. Hayvanların ayağına vurulan köstek, bukağı.
  • TATVİ'

    Muti etmek, itaat ettirmek, boyun eğdirmek.
  • TATVİF

    Tavaf ettirmek.
  • TATVİK

    Boynuna gerdanlık takınmak.
  • TATVİL

    Uzatma. Uzatılma.
  • TATVİLÂT

    (Tatvil. C.) Boş, beyhude ve fazla sözler.
  • TATVİL-İ KELÂM

    Uzun konuşma. Sözü uzatma.
  • TATVİŞ

    Burma, iğdiş etme.
  • TATYİB

    İyi davranma. İyi muâmele etme. Hoş etme. Gönlünü hoş etme.
  • TATYİBAT

    (Tatyib. C.) İyi muâmeleler, gönlü hoş etmeler.
  • TATYİB-İ HÂTIR

    Gönlünü hoş etme, gönlünü alma.
  • TATYİR

    Kötü görme. " Bu, filanın şerrinden oluyor" deme.
  • TAUN

    Vebâ denen dehşetli bir bulaşıcı hastalık. Bu hastalıkta lenf bezlerinde hâsıl olan yumruların herbiri.
  • TAUS-U YEMENÎ

    Yemen'li Tâus Ebî Abdurrahman. (Kırk defa hacceden ve kırk sene yatsı abdesti ile sabah namazını kılan ve Sahabelerle görüşen ve Tâbiînin azîm imamlarından olan zât. (R.A.)
  • TAV'

    İsteyerek uymak. Bir şeyi istekle yapmak. Muti' olmak. * Mer'anın genişliğinden dolayı davarın her tarafta otlamasının mümkün olması.
  • TAVA

    Darı.
  • TAVADDU'

    Abdest almak.
  • TAVAF

    Ziyaret etmek. Ziyaret maksadiyle etrafında dolaşmak. * Hacıların Kâbe etrafında yedi defa dolaşmaları.
  • TAVAGGUL

    Çok meşgul olmak, uğraşmak, kendini birşeye tamamen vermek.
  • TAVAGİ

    (Tâgut. C.) Putlar. Tâgutlar.
  • TAVAHİ

    Lâşe etrafında dolaşıp uçuşan akbaba kuşları.
  • TAVAHİN

    (Tâhun ve Tâhune. C.) Öğütülmüş şeyler. * Su değirmenleri.
  • TAVAHİN

    (Tâhine. C.) Azı dişleri, öğütücü dişler.
  • TAVAİF

    (Taife. C.) Gruplar. Milletler, kavimler. Bölükler.
  • TAVAİF-İ MÜLÛK

    Abbasi Devletinin parçalanması ile meydana gelen küçük devletler.
  • TAVALİ'

    (Tâli'. C.) Kısmetler, bahtlar, tâlihler.
  • TAVAMİR

    Tomarlar.
  • TAV'AN

    İsteyerek. Zorlanmadan. Kendi isteğiyle.
  • TAV'AN EV KERHEN

    İster istemez. İsteyerek olsun yahut istemiyerek olsun.
  • TAVARIK

    (Târika. C.) Gece gelen belâlar.