T Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • TABV (TABY)

    Sarfetmek, harcamak. * Dâvet etmek.
  • TABY (TIBY)

    At, katır, eşek ve geyik memesi.
  • TAC

    Hükümdarların başlarına giydikleri mücevherli ve kıymetli taşlarla süslü başlık. * Müslümanların, Peygamberimizin sünnetine uygun olarak veya onu temsilen başlarına sardıkları örtü; sarık, imame. * Gelinlerin başlarına koydukları cevahirli süslü başlık. * Kuşların başındaki uzunca tüy. * Çiçeklerin ortalarındaki renkli parlak kısım.
  • TAC Ü SERİR

    Taç ve (üzerine oturulan) taht.
  • TACBEYT

    Edb: Bir kasidenin sonlarında nazmedenin ismi bulunan beyit.
  • TACDAR

    f. Taçlı. Taç giyen padişah. Hükümdar.
  • TACDARANE

    f. Hükümdarlara yakışacak şekilde. Hükümdarca.
  • TACDARÎ

    f. Padişahlık, hükümdarlık.
  • TACEN

    Tava. * Büyük kiremit.
  • TACGAH

    f. Hükümet merkezi.
  • TAC-I SER

    Baş tacı. * Mc: Çok sevilip itibar edilen şey veya kimse. Muhterem, aziz.
  • TA'CİB

    Hayrete düşürme, şaşırtma.
  • TA'CİF

    Arkalamak. * Doymaya yakın olana kadar yemek.
  • TA'CİL

    Acele ettirme, hızlandırma.
  • TA'CİLÂT

    (Ta'cil. C.) Çabuklaştırmalar. Acele ettirmeler. Hızlandırmalar.
  • TA'CİM

    Noktalama, noktalatma.
  • TA'CİN

    (Acn. dan) Hamur yapma, yoğurma, hamur hâline getirme.
  • TACİR

    Ticaret yapan, ticaretle uğraşan.
  • TA'CİZ

    (Acz. den) Huzursuz kılmak, rahatsız etmek, sıkıntı vermek, canını sıkmak. * Eğlendirmek. * Âciz etmek. * Kadının ihtiyarlayıp âcizleşmesi.
  • TA'CİZÂT

    (Ta'ciz. C.) Tacizler. Rahatsız etmeler, sıkıntı vermeler.
  • TACSER

    (Bak: Tâc-ı ser)
  • TACVER

    f. Hükümdar, pâdişâh.
  • TADABBÜB

    Besililik. Semizlik.
  • TADABBÜR

    Muhkem olmak, sağlamlaşmak. * Bağlanmak.
  • TADACCU'

    Üşenme, gevşek davranma.
  • TADACCUR

    (Ducret. den) Sıkılma, sıkıntı, iç sıkılması.
  • TADACÜM

    İhtilâf. Anlaşmazlık. * Eğrilik.
  • TA'DAD

    Sayı saymak. Sayıp dökmek. Birer birer söylemek. Sıralamak.
  • TADADD

    Birbirine düşmanlık etmek.
  • TADA'DU

    Alçak gönüllülük gösterme. * Viran olma. * Aklını kaybetme.
  • TADAFÜR

    Bir yere toplanmak. * Yardım etmek, muâvenet etmek.
  • TADAGUN

    Birbirini istemeyip garaz edişmek.
  • TADAHDUH

    şarap dökülmek.
  • TADAHHUM

    Ağızla tutmak.
  • TADAHUK

    Gülüşmek.
  • TADALLU'

    Dolmak. * Suya kanmak.
  • TADALLÜL

    Gedik olmak.
  • TADAMM

    Bir yere cem'olmak, toplanmak.
  • TADAMMUH

    Bulaşmak.
  • TADAMMUN

    (Bak: Tazammun)
  • TADAMMÜD

    Yaraya merhem sürüp bezle bağlamak.
  • TADARR

    Birbirine zarar etmek.
  • TADARRU'

    İnlemek.
  • TADARRUS

    Diş kamaşması.
  • TADARUG

    Sıkılmak.
  • TADARUT

    Yellenmek.
  • TADAUF

    Kat kat olmak.
  • TADAVVU'

    Kokmak.
  • TADAVVÜC

    Derenin dar ve kısık yerleri çok olmak.
  • TADAVVÜR

    Çağırmak, bağırmak, feryad etmek. * İnlemek. * Açlık.