f. Hararetli, ateşli; dokunaklı. * Ateş renginde. * Hiddetli, öfkeli.
ATEŞ-İ ÂB-PERVER
Mc: Hançer, kama, kılınç.
ATEŞ-İ BAHAR
Lâle. * Kırmızı renkli gül.
ATEŞ-İ BESTE
Hâlis kırmızı renkli altın. * Donmuş ateş.
ATEŞ-İ HECR
Firak ateşi, ayrılık acısı.
ATEŞ-İ RUMÎ
Eskiden kullanılan bir silâh çeşitidir. Kara ve deniz muharebelerinde yangın çıkartmak için kullanılırdı.
ATEŞ-İ TER
Kırmızı şarap.
ATEŞÎN
f. Ateşli, canlı, ateşten. * Mc: Şiddetli, hiddetli.
ATEŞ-KÂR
f. Külhancı. * Mc: Aceleci, kızgın veya merhametsiz adam.
ATEŞ-MİZAC
f. Huysuz, geçimsiz, sert tabiatlı kimse.
ATEŞ-NÂK
f. Ateşli.
ATEŞ-NİSAR
f. Ateş saçan.* Mc: Çok öfkeli, çok kızgın.
ATEŞ-NÜMÂ
f. Ateş gösteren.
ATEŞ-PÂ
f. Ateş gibi. * Mc: Atik, çevik.
ATEŞ-PARE
f. Ateş parçası. Ateş gibi. * Mc: Çok zeki, çok akıllı. * Durup dinlenmeyen.
ATEŞ-PAŞ
f. Ateş saçan.
ATEŞ-PEREST
Ateşe tapan. Mecusi, müşrik.
ATEŞ-RENG
f. Ateş renginde, kızıl renkli.
ATEŞ-SUHAN
f. Dokunaklı, kalb kıracak şekilde ağır söz söyliyen.
ATEŞ-ZEBÂN
f. Ateş dilli. Çok dokunaklı söz veya şiir söyleyen.
ATEŞ-ZEDE
f. Yakılmış, yakılan.
ATEŞ-ZEN
f. Ateş yakmak için kullanılan alet, çakmak.
ATF
Bağlama. Bağ. Ekleme. * Meyletme. * Şefkat. Sevgi. * Eğilme. * İkiye bükme. İki kat eyleme. * Çevirme. * Geri döndürme.* Bir kimse üzerine tekrar hamle eylemek. * Gr: Bir kelimeyi diğer bir kelimeye harf-i atıf vasıtasiyle ilhak eylemek. (Bak: Harf-i atıf)
ATFEN
Birisinin adına. Birisine yükleyerek.
ATFETMEK
Meyletmek. Sevgi beslemek. * Gr: Mânâyı birbirine bağlamak.
ATF-I BEYAN
Mâkablini yâni mâtufun aleyhin mefhumunu izah ve te'kid için atfolunan tâbir. Meselâ: "Meseleyi izâh ve teşrih eyledi" cümlesindeki "ve" gibi.
ATF-I NİGÂH
Bakma, göz atma.
ATF-I TEFSİR
Bir mânada olup mücerred tasdik ve te'kid için "ve" ile müteradifine (aynı mânadaki kelimeye) atfolunan kelime. Meselâ: "İhsan ve kerem, hüzün ve keder" ifadesindeki "ve" ler gibi. Diğer bir ifade ile: Aynı olan ayrı iki kelimenin birlikte kullanılması. ("deli divâne"de olduğu gibi.)
ATHAL
Kül renginde.
ATHAR
Daha tâhir. En temiz.
ATHAR
(Tâhir. C.) Kadınların aybaşı ve doğumdan çıktıkları zamanlar.
t. Ateşli silahların boşaltılması, atılması. * Kurşun menzili, kurşunun gidebildiği, yetiştiği mesâfe. * Silahın bir defa atılması için lâzım gelen barut vesaire.
ATIR
(Itr. dan) Güzel kokulu, ıtırlı. * Kokuları seven kimse.
ATIS
Şafak. * Aksıran.
ATİ
İnatçı, muannid. Kalın kafalı.
ATİ
Önde. Aşağıda. Sonra. Vâki olan. Gelecek zaman.
ATİ(YE)
(Utv. dan) İsyan eden, kafa tutan. Asi. Sert başlı, serkeş.
ATİD
Tedarik olunmuş. Hazır ve müheyya. * Günah ve sevabları yazan melek.
ATİDE
Elbise sandığı.
ATİH(E)
İsyan eden, kafa tutan, âsi olan.
ATİK
Berrak, saf, temiz, karışmamış, değerli.
ATİK
Çabuk davranan, çevik.
ATİK
(Atika) Esaretten serbest bırakılmış olan. * Soyu temiz. Necib. * Genç kız. * Kadim. İhtiyar. * Yavru kuş. * Eski. * Hz. Ebû Bekir'in (R.A.) bir nâmı.
ATİK
(C.: Avâtik) Sırtın üst kısmı. Omuz ile boyun arası. * Eski şarap.