A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • ATEŞ-HİRÂM

    f. Süratle yürüyen, hızlı yürüyen.
  • ATEŞ-HÎZ

    Ateşliyen, ateş veren.
  • ATEŞ-HULK

    f. Sert tabiatlı, huysuz.
  • ATEŞÎ

    f. Hararetli, ateşli; dokunaklı. * Ateş renginde. * Hiddetli, öfkeli.
  • ATEŞ-İ ÂB-PERVER

    Mc: Hançer, kama, kılınç.
  • ATEŞ-İ BAHAR

    Lâle. * Kırmızı renkli gül.
  • ATEŞ-İ BESTE

    Hâlis kırmızı renkli altın. * Donmuş ateş.
  • ATEŞ-İ HECR

    Firak ateşi, ayrılık acısı.
  • ATEŞ-İ RUMÎ

    Eskiden kullanılan bir silâh çeşitidir. Kara ve deniz muharebelerinde yangın çıkartmak için kullanılırdı.
  • ATEŞ-İ TER

    Kırmızı şarap.
  • ATEŞÎN

    f. Ateşli, canlı, ateşten. * Mc: Şiddetli, hiddetli.
  • ATEŞ-KÂR

    f. Külhancı. * Mc: Aceleci, kızgın veya merhametsiz adam.
  • ATEŞ-MİZAC

    f. Huysuz, geçimsiz, sert tabiatlı kimse.
  • ATEŞ-NÂK

    f. Ateşli.
  • ATEŞ-NİSAR

    f. Ateş saçan.* Mc: Çok öfkeli, çok kızgın.
  • ATEŞ-NÜMÂ

    f. Ateş gösteren.
  • ATEŞ-PÂ

    f. Ateş gibi. * Mc: Atik, çevik.
  • ATEŞ-PARE

    f. Ateş parçası. Ateş gibi. * Mc: Çok zeki, çok akıllı. * Durup dinlenmeyen.
  • ATEŞ-PAŞ

    f. Ateş saçan.
  • ATEŞ-PEREST

    Ateşe tapan. Mecusi, müşrik.
  • ATEŞ-RENG

    f. Ateş renginde, kızıl renkli.
  • ATEŞ-SUHAN

    f. Dokunaklı, kalb kıracak şekilde ağır söz söyliyen.
  • ATEŞ-ZEBÂN

    f. Ateş dilli. Çok dokunaklı söz veya şiir söyleyen.
  • ATEŞ-ZEDE

    f. Yakılmış, yakılan.
  • ATEŞ-ZEN

    f. Ateş yakmak için kullanılan alet, çakmak.
  • ATF

    Bağlama. Bağ. Ekleme. * Meyletme. * Şefkat. Sevgi. * Eğilme. * İkiye bükme. İki kat eyleme. * Çevirme. * Geri döndürme.* Bir kimse üzerine tekrar hamle eylemek. * Gr: Bir kelimeyi diğer bir kelimeye harf-i atıf vasıtasiyle ilhak eylemek. (Bak: Harf-i atıf)
  • ATFEN

    Birisinin adına. Birisine yükleyerek.
  • ATFETMEK

    Meyletmek. Sevgi beslemek. * Gr: Mânâyı birbirine bağlamak.
  • ATF-I BEYAN

    Mâkablini yâni mâtufun aleyhin mefhumunu izah ve te'kid için atfolunan tâbir. Meselâ: "Meseleyi izâh ve teşrih eyledi" cümlesindeki "ve" gibi.
  • ATF-I NİGÂH

    Bakma, göz atma.
  • ATF-I TEFSİR

    Bir mânada olup mücerred tasdik ve te'kid için "ve" ile müteradifine (aynı mânadaki kelimeye) atfolunan kelime. Meselâ: "İhsan ve kerem, hüzün ve keder" ifadesindeki "ve" ler gibi. Diğer bir ifade ile: Aynı olan ayrı iki kelimenin birlikte kullanılması. ("deli divâne"de olduğu gibi.)
  • ATHAL

    Kül renginde.
  • ATHAR

    Daha tâhir. En temiz.
  • ATHAR

    (Tâhir. C.) Kadınların aybaşı ve doğumdan çıktıkları zamanlar.
  • ATIFET

    Koruma, sevgi, Acıma. Şefkat. Esirgeme. * Hüsn-ü zan. Karşılıksız sevgi.
  • ATIFET-KÂR

    f. Esirgeyip muhafaza eden, gözetip koruyan.
  • ATIM

    t. Ateşli silahların boşaltılması, atılması. * Kurşun menzili, kurşunun gidebildiği, yetiştiği mesâfe. * Silahın bir defa atılması için lâzım gelen barut vesaire.
  • ATIR

    (Itr. dan) Güzel kokulu, ıtırlı. * Kokuları seven kimse.
  • ATIS

    Şafak. * Aksıran.
  • ATİ

    İnatçı, muannid. Kalın kafalı.
  • ATİ

    Önde. Aşağıda. Sonra. Vâki olan. Gelecek zaman.
  • ATİ(YE)

    (Utv. dan) İsyan eden, kafa tutan. Asi. Sert başlı, serkeş.
  • ATİD

    Tedarik olunmuş. Hazır ve müheyya. * Günah ve sevabları yazan melek.
  • ATİDE

    Elbise sandığı.
  • ATİH(E)

    İsyan eden, kafa tutan, âsi olan.
  • ATİK

    Berrak, saf, temiz, karışmamış, değerli.
  • ATİK

    Çabuk davranan, çevik.
  • ATİK

    (Atika) Esaretten serbest bırakılmış olan. * Soyu temiz. Necib. * Genç kız. * Kadim. İhtiyar. * Yavru kuş. * Eski. * Hz. Ebû Bekir'in (R.A.) bir nâmı.
  • ATİK

    (C.: Avâtik) Sırtın üst kısmı. Omuz ile boyun arası. * Eski şarap.
  • ATİK

    Sâfi nesne, saf olan şey.