f. Kış ile yaz arasındaki mevsim. İlk bahar. Rebi'.
BAHAR
Güzellik. * Güzel. * Papatya. * Ölçek. * Put, sanem. * Atılmış pamuk. * Tarçın, karanfil ve karabiber gibi güzel kokulu ve ısıtıcı tohumlar ki, bazı yiyecek ve içeceklere de karıştırılır. * Sığır gözü. * İyi kokulu bir sarı çiçek.
BAHARAT
Karanfil, tarçın, karabiber gibi sert kokulu şeyler.
BAHARET
Galip olmak.
BAHARET
Üstünlük, seçkinlik.
BAHAR-I HAYAT
Hayatın baharı olan gençlik çağı.
BAHAR-I ÖMR
Ömrün baharı, gençlik.
BAHARÎ
İlkbahara âit. İlkbaharla ilgili.
BAHARİSTAN
f. İlkbaharın hüküm sürdüğü zaman. * Yeşil ve çiçekli yer. * Molla Câmi'nin eseri.
BAHARİYYE
Edb: Birini övmek için yazılan ve bahar tasviriyle başlayan kaside. * Tar : Yeniçeri ağasından itibaren padişah tarafından Yeniçeri kâtibiyle ocak ağalarına verilen baharlık.
BAHAS
Deve tırnağı. * Ayak eti. * Parmak diplerinin ayak tarafındaki etleri. * Gözün üstünde veya altında beliren yumruca et.
BAHATİR
(Bühter. C.) Kısa boylu kadınlar, bodur kimseler.
BAHAYİM
(Behaim) (Behime. C.) Suriye'de bir sıradağ ismi. * Canavarlar. * Dört ayaklı hayvanlar.
BAHBAH
İyi iyi demek.
BAHBAH
Şâdlık, şenlik.
BAHBAHA
Devenin kükreyip ses çıkarması. * Çıtırdama. Mışıldama. * Deve çağırmak.