Başlangıçlar. Mukaddemat. İlk öndekiler. İbtidaki cihetler. * Her akıllının tereddütsüz tasdik ve kabul edeceği hususlar. * Man: Mücerred mevzu ve mahmulleri arasındaki nisbet tasavvur edilince aklın kat'iyyetle teslim ve tasdik ettiği kaziyeler.
(Arabçada) "Bak, dinle, dikkat et, yahut, demektir ki" mânalarına gelir. Bir ibareyi tefsir için kulanılır. Türkçede: Yakın nidâ içindir.
EYA
f. Acaba mânasına nidâdır. "Hey, ey" gibi çağırma, nidâ, seslenme edatı olarak da kullanılır.
EYADİ
(Eydi) (Yed. C.) Eller. * Mc: Sebepler. Nimetler.
EYADİ-İ KESİRE
Çok eller. Çok sebebler.
EYALAT
(Eyâlet. C.) Valilerin idareleri altında olan memleketler, vilâyetler.
EYALET
(C: Eyâlât) Vilâyet. Bir vâlinin idaresinde olan memleket, şehir.
EYAMA
(Eyyim. C.) Bekârlar, evli olmayanlar.
EYAMİN
(Eymen. C.) Pek hayırlı, uğurlu olanlar. En yümünlü.
EYAZİ
f. Kadınların yüzlerine örttükleri peçe, örtü.
EYBE
Rücu' etmek. * Gurub etmek, batmak.
EYD
Rücu' etmek. * Avdet etmek.
EYD
Kuvvet.
EYDA'
Za'feran.
EYDİ
(Yed. C.) Eller. * Mc: Kuvvetler. (Daha çok Eyâdi şeklinde kullanılır.)
EYDİYE
(Yed. C.) Nimet. * Eller.
EYHEM
Sağır. * Bahadır.
EYHEMAN
Ateş ve sel.
EYHUKAN
Maydanoz otu.
EYİD
Kuvvetli, şiddetli kimse.
EYİR
Sıcak yel.
EYKE
Sık ve birbirine karışmış ağaç. * Yumuşak. * Ağaç bitiren bataklık. (Bak: Ashab-ı Eyke)
EYKER
İlâç yapılan bir ot.
EYM
(C: Üyum) Yılan.
EYMAN
(Eymün) (Yemin. C.) Andlar. Yeminler. Kasemler. * Fık: Zevcesi ölmüş er. * Sağ taraflar. Sağlar.
EYMAN-I SÂDIKA
Doğru yeminler.
EYMEN
En meymenetli. En uğurlu. Sağ taraf.
EYMEN VÂDİSİ
Musa'nın (A.S.) tecelliye mazhar olduğu Tûr Dağı'ndaki vadi.
EYNE
Nere? Nerede? Nereye? (mânasına sual için söylenir ve zarf-ı mekândır). * Zaman. An. * Yorgunluk (mânâsında da kullanılmıştır.)
EYNEL MEFER
(Eyn-el mefer) Nereye gidilebilir? Nereye kaçılabilir? Kaçacak yer var mı?
EYNESSERA-MİN-ES-SÜREYYA
(İmkânsızlık bildiren bir tâbirdir ki) Yer nerede, Süreyyâ nerede?.. Süreyyâ ile yer bir olur mu? (meâlindedir ve birbirlerine zıt ve uzak olan şeyler için söylenir.)
EYNİYET
Mekânda bulunması sebebiyle birşeye ârız olan hâlet.