(C: Feris-Ferâyis) Boş böğür ile kürek arasındaki et.
FERÎŞ
Yakında doğurmuş hayvan.
FERİŞTE
(Ferişteh) f. Melek. Günahsız. Masum. Yumuşak huylu.
FERÎZ
Takdir edici. * Hükmedici. * Yaşlı, ihtiyar.
FERK
El ile bir şeyi ovmak. * Buğz ve adâvet etmek, düşmanlık yapmak.
FERKAA
Parmak çıtlatmak.
FERKADAN
Şimâl kutbuna yakın parlak ve küçük ayı kümesine tâbi ve gece istikamet bulmağa yarayan, sık sık karşı karşıya gelen iki yıldız (İkizler mânasına).
FERKADE
Sergerde kimse.
FERLA
(C: Ferala) Kırba ağzı.
FERMA
f. Buyurucu. Emredici. Âmir.
FERMAN
f. Emir. Tebliğ.
FERMAN-BER
İtaatli ve muti olan. Hakkında emir çıkarılan. Fermanlı.
FERMAN-BERDAR
f. Fermana uyan, emre uyan.
FERMAN-DİH
f. Hükmü geçen, verdiği emri dinlenen.
FERMAN-FERMA
Hüküm süren, emir veren, emir buyuran, hüküm fermâ.
FERMAN-I İLÂHÎ
Allah'ın fermanı.
FERMAN-REVA
f. Pâdişah, hükümdar. * Emri kabul edilen.
FERMAYİŞ
f. Emretmek. Buyurmak.
FERMEND
f. şan ü şeref ve mevki sahibi olan kişi.
FERMENE
İşlemeli dar ve yuvarlak yanlı yelek. * Eskiden esnaf tabakasına mahsus elbise.
FERMUDE
f. Buyruk. Emir. Kumanda.
FERNAS
f. Şaşkın, dalgın, gafil. * Şaşkınlık, gaflet, dalgınlık.
FERNEB
Fâre.
FERNUD
f. Hüccet, delil, bürhan.
FERNUN
Kanbel otu.
FERR
Kaçmak. Firar etmek. * Davarın yaşını anlamak için dişini görmek.
FERRA
Kürkçü kimse.
FERRAŞ
Cami, mescid, imaret gibi müesseselerin temizliğini sağlamak; ve kilim, halı ve hasır gibi mefruşatını yayma hizmetleriyle vazifeli olan kişiler hakkında kullanılır bir tâbirdir. Ferraş; arapçada, yayıcı, hizmetçi, döşeyici anlamlarına gelir. Yeniçeri teşkilâtında bu işi görenlerle, Kâbe'yi süpürenler hakkında ıstılah olarak da kullanılır. (O.T.D.S.)"Her ruham-ı fersi bir âyine-i âlemnüma Her gezen ferraşı bir İskender-i kitisitan." (Nef'î)
FERRUC
(C: Ferâric) Tavuk pilici.
FERRUH
f. Mübarek, kutlu, uğurlu.
FERRUH-FÂL
f. Bahtı açık, şanslı, talihli, uğurlu.Ferruhî : f. Mübareklik, uğurluluk, meymenet.
FERRUH-ZÂD
f. Mübarek evlât, uğurlu çocuk. * Hayırlı, kutlu, mübarek.
Uzunluk ölçüsü birimidir, iki çeşittir: Deniz fersahı: 5555 m. Kara fersahı: 4444 m. * İki şey arasındaki açıklık. * Sükun ve hareket arasındaki vakit. * Zaman. Saat. * Dâimî ve çok olup aslâ kesilmeyen şey.
FERSAH FERSAH
(Uzaklık için) Çok çok. Çok fazlaca uzak.
FERSAN
f. Derisi kürk yapımında kullanılan bir sansar cinsi.
FERSE
İnsanın boynunda ve arkasında olan ve gittikçe zaaf verip boynunu ve belini eğip, helâk eden yel.
Kadın esirler hakkında kullanılan tâbirlerdendir. Esir edilen kadınlar hakkındaki diğer tâbirler şunlardır: Mâriye, ümmülveled, acuze, duhter, yekdest, yekçeşm, mâyube. (O.T.D.S.)