Taşımak için hazırlanmış ev eşyası. Ev eşyası taşıtılan deve. * Bir şeyi eğmek veya elden bırakmak.
HAFZ
Aşırı olmama hali. * Refah ve ferahlık. Huzur ve rahat. * Yavaş yavaş mülayim yürüyüş, itidal. Alçak. * Kelimenin son harfini esre, yâni "i" diye okumak. * Sözü boğaz içinden söylemek.
HAH
f. (Hasten : "İstemek" mastarından yapılmıştır.) Kelimenin sonuna getirilerek isteyen, ister mânasında terkib yapılır. Meselâ: Bed-hah : Kötülük isteyen.
HAH NA-HAH
f. İster istemez.
HAHAM
Mûsevilerin dinî reisi, râhibi, âlimi.
HAHAN
f. İstekli, arzulu, tâlib.
HAHEM
(Hâsten) mastarından, "İsterim" mânasına fiildir.
HAHER
f. Kızkardeş. Hemşire.
HAHERÎ
f. Hemşirelik, kızkardeşlik.
HAHER-ZADE
f. Hemşirezade, kızkardeş çocuğu. Yeğen.
HÂHİŞ
f. Fazla arzu, isteyiş.
HÂHİŞGER (HÂHİŞKER)
f. Arzulayan. İsteyen. İstekli.
HÂHİŞGERAN (HÂHİŞKERÂN)
f. Hâhişgerler, istekliler, tâlibler.
HÂHİŞ-İ VİCDANÎ
Vicdanî isteyiş ve arzu.
HAİB
Mahrum. Ümidsiz. Kederli. Me'yus. Bi-behre olan.
HAİB
(Heybet. den) Kokan, Utanan. Utangaç.
HAİBEN
Muvaffakiyetsiz olarak. Mahrum olarak.
HAİBÎN
(Hâib. C.) Zarar ve ziyâna uğrayanlar. * Mahrum olanlar. * Me'yus olanlar, üzülenler.
HAİC
(Hâyic) Coşkun, heyecanlı.
HAİD
Pişman, nedamet eden, tövbekâr, nâdim.
HAİF
Gadir eden, azarlayan. Zulmeden.
HAİF
(Havf. dan) Korkan. Korkmuş olan.
HAİFANE
Korkakcasına, ödlekçesine.
HAİFEN
Korkarak, korkakçasına.
HAİK
(C.: Hayyak) Çulha.
HAİL
Korku ve dehşet veren.
HAİL
Perde. Mânia. İki şey arasını ayıran.
HAİLE
Neticesi fâcialı tiyatro piyesi. Trajedi. (Bak: Dram)
HAİM
(Hâyim) Hayrette kalan. Mütehayyir. Sersem.
HAİN
Emanete hıyanet eden. İyiliğe karşı kötülük eden.
HAİNANE
Hâincesine, hâin bir kişiye yakışır şekil ve surette.